Antik dönemlerin bilinen en önemli kütüphanelerinden ve müzelerinden olan “İskenderiye Müzesi ve Kütüphanesi”  Afrika’daki yüksek eğitim kurumlarının temellerinin oldukça eskilere dayandığını göstermektedir. Eski İskenderiye’nin, Avrupa Rönesans döneminde önde gelen hümanistlerin bilimsel başarılarına yol gösterici ışık olduğu ifade edilmektedir.  Hıristiyanlığın ortaya çıktığı ilk dönemlerde, İskenderiye’nin rahipler sınıfının ve Etiyopyalı eğitim kurumlarının felsefi ve teknolojik konularda yapmış oldukları tahminler ise eski kurumların devamını oluşturmuştur.

Modern anlamda üniversitelerin dikkate değer eserleri arasında Afrika İslam Üniversiteleri’nin makaleleri oldukça ön planda yer almaktadır. Özellikle milattan sonra 859 yılında kurulan Karawiyyin Üniversitesi ile yine milattan sonra 969 yılında kurulmuş olan Al Azhar bunların başında gelmektedirler. Bununla birlikte söz konusu üniversitelerin akademik başarıları, uluslararası toplumun da dikkatinden kaçmamıştır. Bu üniversitelerin akademik standartları daha önce belirlenmiş olsaydı milattan sonra 1382–1421 dönemi boyunca hizmette bulunmuş olan Al Azhar üniversitesinin akademisyenlerinden İbn-i Haldun gibi bu dönemlerde yaşamış olan diğer bilginler de tüm zamanların büyük tarihçileri ve sosyologları arasında yer alabilirlerdi.  Öte yandan Timbuktu Üniversitesi tek merkezde toplanmayıp, kendisinden bağımsız birkaç kampüs açarak farklı seçenekler sunmaya başlamıştır. Gerçekleştirilmesi düşünülen mevcut bir proje  ile söz konusu üniversitenin yakın zamanda son derece nitelikli ve bilimsel bir yayına imza atması beklenmektedir.

TASAM Afrika Enstitüsü, alanında önemli bir boşluğu dolduracak, yapmakta olduğu sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel çalışmalarla, Afrika'nın geleceğine projektör tutacaktır. (TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY)