Giriş

Saha araştırması üzerine şekillenmiş bu makale, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ni örnek olay incelemesi olarak ele alarak, çatışma ve çatışma sonrası toplumlarda, barışı, demokrasiyi ve adaleti sürdürme konusunda karşılaşılan sorunları araştırmaktadır. 2006 yılının başlarındaki üç ana gelişme, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki çalışmamı hızlandırmıştır: Göller Bölgesindeki şiddet seyrinin hızlı bir biçimde değişmesi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin bağımsızlığından bu yana tarihi ilk seçimlerin yapılması ve suçluları adalete teslim etmek adına gerçekleştirilen yeni girişimler.

Geniş alana yayılmış çatışmanın tam ortasında, Demokratik Kongo Cumhuriyeti kendisini rahatsız edici şu soru serisiyle yüzleşmektedir: büyük ölçüde 250 etnik gruba bölünmüş bölgeler, şiddete, yolsuzluğa ve sefalete dayalı uzun geçmişleri ile demokrasiyi özümseyebilecekler mi ve bunun için etkin siyasi kurumlar kurabilecekler mi? Bireyler yaptıkları acımasızlıklardan sorumlu tutulabilecekler mi? Demokrasi ve adalet, uzun vadede sabit, dinamik bir ülke olmasına katkıda bulunabilecek mi? Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne stratejik önem vermek ve Afrika’nın ortasında on ülke tarafından çevrilmek, bunlar sadece bu ülke için geçerli sorunlar olmamakla birlikte Göller Bölgesi ve Afrika kıtasının bütünü için de geçerlidir.


Kongo’daki Çatışmanın Tarihsel Geçmişi


Doğu Kongo’daki son on yıl, birçok yerel, bölgesel ve uluslararası aktörlerle bağlantılı olarak hırs ve etnik düşmanlıklarla geçmiştir. Söz konusu dönem, Belçika Kralı II. Leopold’un 1885 yılında “Kongo’nun” sınırlarını yeniden düzenlediğinden bu yana insanların ve doğal kaynakların acımasızca sömürüldüğü yüzyılın takipçisi olmuştur. 1960 yılında Belçika’nın Kongo’nun bağımsızlığını tanımasından sonra, ulusal liderler hasas bir ülke miras bırakmıştır. Ülkenin zayıf noktalarını güçlendirme adına, 1965 yılında General Joseph-Désiré Mobutu, Kongo’da kontrolü ele geçirmiş, kendini başkan olarak ilan etmiş ve 1971 yılında ülkeyi Zaire olarak yeniden adlandırmıştır. Orta Afrika’daki komünizme karşı siper olarak, Batı tarafından, desteklenen Mobutu, kişisel servet biriktirerek, ülkeyi iflasa sürükleyen geniş bir kleptokrasi oluşturmuştur.

TASAM Afrika Enstitüsü, alanında önemli bir boşluğu dolduracak, yapmakta olduğu sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel çalışmalarla, Afrika'nın geleceğine projektör tutacaktır. (TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY)