11 Eylüll 2002’den beri “güvenlik” dünyamızda en öncelikli konu haline gelmiştir. Hem AB üyesi devletler, hem de Kuzey Afrikalı ülkeler büyük çaplı terörist saldırılardan muzdarip olmuşlardır. Vatandaşların güvenliği hem Afrika hem de Avrupa için en öncelikli konu haline gelmiştir. AB’nin temsil ettiği idealist bakış açısına göre güvenliğin, hukukun üstünlüğünün, eşitlikle birlikte, adalet ve insan haklarına saygının sağlanması artık temel paylaşılan öncelikler olarak kabul edilmektedir.


Güvenlik deyince akla ilk olarak askerî ya da polisiye güvenlik konuları gelmektedir. Ancak, günümüzde küresel güvenlik, askerî ya da polisiye duruş noktasının daha ilerisine geçmektedir ve ‘düşmansız tehdit’ olarak bilinen fakirlik ve kirlilik gibi tehditler güvenlik çalışmalarının sorunsalları olarak incelenmektedir.


Fakirlik ve kirliliğin sebeplerine indiğimizde karşımıza “ekonomik nedenler” çıkmaktadır. Sokaklarda meydana gelen şiddet olayları, gösteri ve yürüyüşler, fakirliğin kol gezdiği mekânlardan zenginlik ve refahın olduğu mekânlara doğru büyüyen göç dalgaları vb. olayların kökenini “ekonomik” nedenlere bağlamak mümkündür.

Tamamı için tıklayınız