BM Yerleşik Koordinatörü ve BM Kalkınma Programı Türkiye Temsilcisi

Ekselansları, Saygıdeğer Konuklar, Bayanlar ve Baylar,

Sunumuma başlamadan önce burada bulunmam vesilesiyle sahip olduğum ayrıcalıklı durumdan ötürü memnuniyetimi sunmak ve bununla ilgili olarak kısaca birkaç şey söylemek istiyorum. 2. Uluslararası Türk-Afrika Kongresi, Sahra altı Afrika’nın çeşitli ülkelerinden ve Türkiye’den seçkin kişilerin ve uzmanların bir araya geldiği önemli bir etkinlik olarak tanımlanabilir. Kendimden kısaca bahsedecek olursam, son dönemde BM’nin Yerleşik Koordinatörü ve BM Kalkınma Programı Türkiye temsilcisi olarak görevimi sürdürmekteyim. Mevcut görevime atanmadan evvel Dünya Bankası Afrika Strateji ve Çalışma Direktörü olarak hizmette bulundum. Bu vesileyle bu tarz uluslararası kongreler oldukça ilgimi çekmekle birlikte bunlara karşı bir o kadar da aşina olduğumu da söylemem yanlış olmayacaktır sanırım. Bu nedenle Afrika-Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve daha da derinleştirilmesi hususunda birçok açıdan katkıda bulunmaya çalıştığımı ifade edebilirim.

İzninizle 2. Uluslararası Türk-Afrika Kongresi’nin icra edilmesi kapsamında olağanüstü çabalar sarf ettiğini düşündüğüm TASAM’a teşekkür etmek istiyorum. Bu kongre, günümüzün küreselleşme çağında uluslararası işbirliği ve kalkınmanın anahtarı olacaktır.

Uluslararası işbirliği konusunda BM Kalkınma Programı, Türkiye’deki bu tür önemli uluslararası toplantıları büyük bir memnuniyetle ve “Gelişmekte Olan Ülkeler Arasında Teknik İşbirliği (TCDC) Fonu” vasıtasıyla desteklemektedir. BM Kalkınma Programı’nın söz konusu fonu idare etmesi, Türkiye Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) işbirliğiyle gerçekleştirilmektedir.

“Gelişmekte Olan Ülkeler Arasında Teknik İşbirliği (TCDC)”  “güney-güney işbirliği” olarak da bilinen ve hızla artan bir süreci ifade etmektedir.  Bu işbirliği vasıtasıyla iki ya da daha fazla gelişmekte olan ülke arasında ortak kalkınmaya ilişkin işbirliği temeline dayalı bilgi değişimi, yetenekler, kaynaklar ve teknik bilgi (know-how) transferi önem taşımaktadır. Bu gibi değişimler ekonomi, sanayi, ticaret, eğitim, sağlık, tarım ya da turizm alanlarında oldukça gereklidir. “İki gün sürecek olan kongrenin genel gündemi de söz konusu çok boyutlu işbirliği görüntüsünü en iyi biçimde yansıtacaktır” diye düşünüyorum.



Saygıdeğer konuklar,

BM Genel Kurulu, 2001 yılında güney-güney işbirliği sürecini kurumsallaştırmak doğrultusunda bir “özel birim” oluşturmuştur. Bu birim BM Kalkınma Programı’nın koordinasyonu altında oluşturulmuş olup, faaliyetlerini de bu doğrultuda sürdürmektedir.

Özel Birim tarafından desteklenen güncel faaliyetlerin merkezinde bölgesel ve uluslararası öncelikli hedefler, geniş bir grup ülkenin birlikte çalışarak uygun politikalar düzenlemeleri, bilgilerin paylaşımı, temel öncelikler konusunda fikir birliğinin sağlanması ve programlarda öne sürülen görüşlerin birbirleriyle uyumlaştırılarak dönüşümü bulunmaktadır.

Bu noktadaki stratejik hedef, gelişmekte olan ülkelerin sayılarının arttırılması, bu ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınma düzeylerine bakılmaksızın diğer tüm aktörlerle birlikte Milenyum Kalkınma Programı’nın ve G–77 Havana Eylem Planı’nın belirlenen hedefler doğrultusunda sürdürülmesi ve yoksulluğun 2015 yılına kadar azaltılması amaçlanmaktadır.

Türkiye’deki BM Kalkınma Programı aracılığıyla bu doğrultuda saygıdeğer hükümet birimleri, özel sektör temsilcileri, akademik ve sivil toplum kuruluşları arasında bu tür kongrelere yönelik olarak önemli teşvikler sağlanmalı, bunun yanı sıra Türkiye ve Sahra-altı Afrika arasındaki somut ve yararlı projelerin sayısı arttırılmalıdır. Benim önemle vurgulamak istediğim husus, sunulan projelerin merkezinde sürdürülebilir insani kalkınmaya yönelik birleşik eylem planlarının bulunmasının gerekliliği üzerinde olacaktır.

BM Kalkınma Programı, sürdürülebilir insani kalkınma ile Türkiye-Afrika ilişkilerinde “Milenyum Kalkınma Programı Hedefleri”ne yönelik olarak önerilerde bulunma konusunda oldukça isteklidir.

Buradaki düşüncem ve inancım şudur ki; işbirliğinin, bağımsız ve daha geniş bir coğrafya üzerinde işbirliğinin geliştirilmesi, etkin bir uluslararası sistemin tesisi ile katılımcı mekanizmaların oluşturulması, yoksulluğun azaltılmasına yönelik çözümlerin üretilmesiyle “Milenyum Kalkınma Programı”nın hedeflerine ulaşılması mümkün olacaktır.

Son olarak kongrenin başarılı bir şekilde icra edilmesini ve herkese faydalı olmasını temenni ediyorum.
Teşekkür ederim.