Şunu itiraf etmeliyim ki,  Afrika tarihini incelerken içinden çıkılması son derece zor olan bir çıkmazla karşılaşıyorum: Parçalanmış bir kıtanın tarihini dışarıdan gelen bir kavramsal gelenek ve paradigma içinde nasıl inceleyeceğim? Keşif, Fetih, Sömürgeleştirme kavramları genel kavramlar olmalarına rağmen, Afrika tarihi söz konusu olduğunda bu kavramlar tek merkezli Dünya Tarihi bakış açısını zorunlu kılıyor.

Bu sunuştaki amacım, konunun merkezini Batı Avrupa’dan İstanbul Boğazına taşımak değil, fakat 16. yüzyılda Osmanlı üstünlüğünden önce Afrika kıtasının evrimsel dinamiğini yeniden kurmaktır. Bunu yapabilmek için, 15. yüzyılda meydana gelmiş ve Afrika tarihinin kaderini biçimlendirmiş olan üç önemli gelişmeyi vurgulamam gerekiyor:

Tamamı için tıklayınız

TASAM Afrika Enstitüsü, alanında önemli bir boşluğu dolduracak, yapmakta olduğu sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel çalışmalarla, Afrika'nın geleceğine projektör tutacaktır. (TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY)