Küreselleşme sürecinde etkileri hızla artan bölgesel örgütler, geniş çaplı serbest ticari ve ekonomik bütünleşme yoluyla işbirliğinin geliştirilmesinin ve kalkınmanın önemli bir aşamasını oluşturmaktadırlar.

Oluşturulan örgütler arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi, küresel ekonomiye olumlu katkılar sağlamakla birlikte, üye ülkeler arasında karşılıklı kazanımlara dayalı bir ortaklık sayesinde mevcut bir çok sorunun çözümüne de önemli katkılarda bulunmaktadır.

Bu anlamda bölgesel örgütler, çatışmaların önlenmesi ve barışın tesisinde önemli yükümlülükler üstlenmektedirler. Bölgesel örgütlere uluslararası barış ve güvenliğin korunmasıyla ilgili olarak BM Antlaşması'nın 52 maddesinde de açık bir biçimde yer verilmektedir. Bölgesel örgütler, aynı zamanda güvenlik alanında Birleşmiş Milletlere yardımcı olmak, örgütün yoğunluğunu azaltmak ve bir takım eksiklikleri gidermek gibi amaçlara yönelik olarak da faaliyet göstermektedirler.

Afrika kıtasında yer alan bölgesel örgütler son dönemde kıtanın; savaşlar, krizler, hastalıklar kıtası şeklindeki önceki olumsuz imajının silinmesinde önemli adımlar atmakta ve bu yönde kayda değer gelişmeler ve başarılar sağlamaktadırlar.

Türkiye, bu doğrultuda Afrika Birliği başta olmak üzere, diğer bölgesel kuruluşların kıtadaki çatışmaların önlenmesi ve çözüme kavuşturulması hususlarındaki rollerinin bilincinde olduğunu, Afrika Birliği bünyesinde Barış ve Güvenlik Konseyi ile Afrika Hazır Gücü'nün kurulmasını memnuniyetle karşıladığını, Türkiye- Afrika İşbirliği Zirvesi'nde kabul edilen İstanbul Deklarasyonu'nda da açıkça vurgulamıştır.


Uluslararası İlişkiler konusunda hızlı değişim ve gelişmelerin yaşandığı günümüz dünyasında Afrika ülkeleri, bir yandan kendi aralarında gerçekleştirdikleri bütünleşme hareketlerinin daha etkin olması için gayret gösterirlerken, diğer yandan uluslararası alanda da söz sahibi olmalarının önemini ısrarla vurgulamaktadırlar.

Yakın dönemde Afrika ülkelerinin; Çin, AB, Hindistan ve son olarak da Türkiye ile gerçekleştirmiş olduğu İşbirliği Zirveleri, bu yönde izlenen küresel politikaların da önemli bir sonucu olarak görülmektedir.

Ayrıca kıta insanının kendine güvenen, yeni fırsatlara odaklanarak ve küresel değişimin bir parçası olarak bu sürece katılmayı arzulaması, Afrika'daki yaşam koşullarında görülen olumlu değişimi işaret etmektedir.

Afrika'da ortaya çıkan gelişmeleri yakından takip etme, elde ettiğimiz bilgileri analiz etme, müşterek bir gelecek için tutarlı ve uygulanabilir vizyon geliştirme, meydana gelebilecek aksaklıkları ise en kolay şekilde ortadan kaldırma ve karşılıklı menfaatleri temin edecek fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye yönelik "IV. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi" projesi istikrarlı bir işbirliği platformunun tesisine katkı amacıyla Türkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Afrika Enstitüsü tarafından planlanmıştır.

25-27 Kasım 2008 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz "Afrika'da Bölgesel Örgütler Kurumsallaşma ve İşbirliği" konulu IV. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi'nin tıpkı geçtiğimiz yıl "Afrika Birliği İşbirliği ve Kalkınma" ana teması ile gerçekleştirilen III. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi gibi Türk- Afrika medeniyetleri arasında hoşgörü, işbirliği ve iletişimin gelişmesine, küresel barışın ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmasını temenni ediyoruz.

Saygılarımızla...

Süleyman ŞENSOY
TASAM Başkanı