Geçtiğimiz yirmi yıla silahlı çatışmalar damgasını vurmuştur.

Ayrıca devletlerarası ve iç çatışmaların uluslararası boyutunu gösteren son analizde, iç çatışmaların artış eğiliminde olduğu görülmektedir. Söz konusu değişimin nedenleri; çatışan silahlı grupların sayısının artması, kendilerini, varlıklarını ve savaş pratiklerini meşrulaştıran bir söylem içerisinde olduklarını göstermektedir.

Silahlı çatışmaların doğasındaki çözünürlüğün önemli sonuçlarından biri de içlerindeki aşırı karmaşıklık ve şüphesiz uyum sağlayamama ve/veya konvansiyonel malların yetersizliği, arabuluculuğa ve diplomatik yaklaşıma dayalı eksende olması, kendi varlıklarını sürdürülebilir kılmasına yönelik çözümlere vurgu yapmasıdır.

Dolayısıyla barışın tesisinde yeni tip bir aktör nereden ortaya çıkmaktadır: birçok umudun dayanağı olan sivil toplumdan.

Aslında sivil toplumun, gerek çatışmanın kurbanı gerekse çatışmada bir aktör ya da çatışmanın kalıcı bir parçası olmasından ziyade, tarafsızlığın sürekli olması gerekmektedir.

Devamı...