10. Afrika Birliği Zirvesi
Afrika Birliği’nin 10. Zirvesi, 31 Ocak- 2 Şubat 2008 tarihleri arasında Etiyopya’nın başkenti ve aynı zamanda örgütün merkezinin bulunduğu Addis Ababa’da gerçekleştirildi. 25- 26 Ocak’ta Daimi Temsilciler Komitesi’nin 15. Olağan Oturumu’yla Addis Ababa’da başlayan görüşmeleri, 27-29 Ocak’ta Yürütme Kurulu’nun 12. Olağan Oturumu izlerken, 31 Ocak- 2 Şubat tarihleri arasında ise 10. Afrika Birliği Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi icra edildi. Zirve’nin ana temasını “Sınai (Endüstriyel) Kalkınma” oluşturdu.
Zirve’de Afrika kıtasında yer alan ülkelerin bu süreçte daha aktif politikalar izlemeleri gerektiği kaydedilirken, dinamik yatırımların gerçekleştirilmesi, oldukça düşük olan kıta içi ticaret hacminin arttırılması, özel sektörün katılımının güçlendirilmesi, standardizasyon ve iç teknolojik kabiliyetlerin arttırılmasının büyük önem arz ettiği vurgulandı.
Zirve’nin açılış konuşmasında Afrika Birliği Komisyonu Başkanı olarak Zirve’ye son kez başkanlık yapan Prof. Alpha Oumar Konare, kıtanın kalkınması için üstesinden gelinmesi gereken sorunların varlığına dikkat çekerken, söz konusu hususları; Afrika’daki gençlerin rolü, iklim değişikliği, ortaklığın güçlendirilmesi, bütünleşme, kıtadaki barış ve güvenliğe daha fazla önem verilmesi şeklinde sıralandı. Prof. Konare, kötü yönetim gibi nedenlerden kaynaklanan ve kıtada halen devam etmekte olan çatışmaların varlığı konusundaki üzüntüsünü ifade ederken, buna ilişkin olarak Afrika ülkelerinin hukuk kurallarına ve demokrasinin ilkelerine saygı göstermeleri gerektiğini vurguladı.
Zirve’de Afrika Birliği’nin dönem başkanlığını devreden John Kufour ise Afrika kıtasındaki sanayileşmeye ilişkin sorunlara daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini belirterek, bu konuya rehberlik edilmesi amacıyla Afrika Birliği’ne ve organlarına yönelik kapsamlı bir müzakere yapılması çağrısında bulundu.
Açılış töreninde ayrıca BM Genel Sekreteri Ban Ki- Moon, Arap Devletleri Ligi Genel Sekreteri Amr Moussa ve Japonya Başbakanı’nın Yüksek Temsilcisi Yoshiro Mori de birer konuşma yaptılar.
Afrika Birliği’nin dönem başkanlığına Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Jakaya Mrisho Kikwete gelirken, Komisyon Başkanlığı’nı Gabon Dışişleri Bakanı Jean Ping, Mali Cumhuriyeti temsilcisi Prof. Alpha Oumar Konare’den dört yıllığına devraldı. Ping’in yardımcılığına ise halen COMESA’nın (Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı) Genel Sekreterliği’ni sürdürmekte olan Ruanda Cumhuriyeti’nden Patrick Mazimhaka seçildi. Afrika Birliği’nin yeni dönem başkanı Kikwete; kıtada barış ve güvenliğin temin edilmesi konusundaki çabalara katkıda bulunacağına dair taahütte bulundu.
Öte yandan Zirve süresince gerçekleştirilen diğer seçimlerde, örgütün bünyesindeki sekiz komisyondan yedisinin komiseri belirlendi. Kırsal Ekonomi ve Tarım Komiseri’nin seçimi ise bu yılın Nisan ayının ilk haftası Tanzanya’da gerçekleştirilecek olan Bakanlar Konseyi Olağan Toplantısı’na bırakılırken, Kırsal Ekonomi ve Tarım Komiseri’nin seçiminde bölgesel ve cinsiyet dengesine bağlı kalınacağı ifade edildi. Söz konusu komisyonun seçimlerinde Doğu Afrika bölgesinden bir bayan aday seçilecek. Böylece sekiz komisyonun başında dörder bay ve bayan komiser bulunacak. Bu durumu, Afrika Birliği’nde bölgesel eşitliğin yanı sıra cinsiyet eşitliğine verilen önemin açık bir göstergesi olarak algılamak mümkündür.
Zirve’nin yoğun gündeminde Afrika Birliği, CENSAD (Sahel- Sahra ülkeleri), ECOWAS (Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu) ve IGAD (Hükümetler arası Kalkınma Otoritesi) arasında işbirliği bağlarının güçlendirilmesini ve faaliyetlerde daha iyi koordinasyonu amaçlayan bir “Mutakabat Zaptı” da imzalandı.
Afrika’nın sanayileşme politikalarının başarıya ulaşabilmesinde şüphesiz ekonomik dönüşümü sağlaması ve ürün çeşitliliğini arttırması büyük önem arz etmektedir. Bir diğer ifadeyle, sanayileşme politikaları, ürün çeşitliliği açısından Afrika’nın ihtiyaç duyduğu yeni ekonomik politikaların önemli bir kolunu oluşturmaktadır. Ancak Afrika’nın sanayileşme politikasının önünde bir takım engeller de bulunmaktadır. Özellikle kıtanın günümüzde sahip olduğu mukayeseli üstünlükler, küresel rekabette daha az önem arz etmekte ve bu nedenle ürün çeşitliliğini zorunlu kılmaktadır. Bunun yanı sıra kıtadaki teknolojinin eksikliği, dış teknolojiye olan bağımlılığı arttırmaktadır. Teknoloji planlaması, Afrika’nın kalkınma sürecinde en çok ihmal edilen konulardan birisi olurken, son dönemde ise en çok önem verilen konuların başında gelmektedir. Beyin göçü, özel sektörün zayıf olması, altyapı konusunda yüksek maliyetlere duyulan gereksinim ve rekabet gücünün, dünya geneliyle kıyaslandığında son derece düşük olması, Afrika’nın önündeki diğer önemli sorunlar olarak görünmektedir.
Özetle, Afrika’nın sanayileşme sürecinde önemli adımlar atarak dış ticaretteki payını arttırabilmesi, kıta ülkelerine yapılan dış yardımlardan daha büyük önem arz etmektedir ve Afrika Birliği de bu bilinçle “sınai kalkınma” konusunda kararlı adımların atılacağını vurgulamaktadır.