Birleşmiş Milletler İstanbul Somali Konferansı
Birleşmiş Milletlerin (BM) öncülüğünde ve Türkiye’nin ev sahipliğinde başta Afrika Birliği olmak üzere çok sayıda bölgesel örgütün temsilcilerinin katılımlarıyla 21- 23 Mayıs tarihlerinde Somali’nin yeniden yapılanmasını ve kalkınmasını amaçlayan konferans, söz konusu ülkedeki kalıcı barışın tesisi açısından önemli bir adım olarak nitelendirilmektedir.
BM, gerçekleştirilecek konferansı hükümetler, kalkınma ajansları, iş dünyası ve sivil toplum arasındaki işbirliği ve dayanışmanın güçlendirilmesine, uluslararası bilincin arttırılmasına ve yardımların daha iyi koordine edilmesine yönelik önemli bir girişim olarak değerlendirdi. Açıklamada İstanbul Konferansı’nın zamanlama açısından son derece uygun olduğu, Somali’nin yeniden yapılanması ve ülkede istihdamın arttırılması konularında ortak bir platform oluşturulmasına vesile olacağını ifade edildi.
BM’nin Somali’de bir barışı koruma misyonu bulunmamasına karşın, Güvenlik Konseyi’nin siyasi ve lojistik açıdan Afrika Birliği Somali Misyonu’nu (AMISOM) ve Geçici Federal Hükümeti (TFG) desteklediği bilinmektedir.1
Ülkedeki statükonun korunmasından ziyade Somali Hükümeti ile ayrılıkçı grup arasında bir anlaşma imzalanması ve kalıcı barışın tesis edilmesi, BM’nin buradaki temel politikasının nihai amacını oluşturmaktadır. Dolayısıyla BM, İstanbul’da gerçekleştirilecek görüşmelerin kilit bir adım olacağı görüşündedir. Bu vesileyle, uluslararası topluluğun TFG’ye desteğini arttırması, Cibuti Barış Süreci’nin de desteklenmesi ve ülkede istikrarın sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir. Ayrıca Hükümetler arası Kalkınma Otoritesi’nin (IGAD) diyalog ortamını geliştirerek bölgedeki çatışmaları önlemeye yönelik çabalarının desteklenmesi de sorunun çözümü açısından gerekli adımların başında gelmektedir. Özellikle üye ülkeler arasında bölgesel işbirliğinin arttırılmasına yönelik girişimler çerçevesinde Somali ile Etiyopya arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi de söz konusu örgütün öncelikli amaçları arasında yer almaktadır.
Öte yandan ülkedeki çatışmaların sona erdirilmesinin yanı sıra Somali açıklarındaki korsanlık olayları ile mücadele konusunda da daha etkin bir işbirliğinin sağlanabilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Nitekim ülkede yaşanan istikrarsızlığın, söz konusu türden eylemlere kolaylık sağladığı faktörünü de göz ardı etmemek gerekmektedir.
Somali Devlet Başkanı Sheikh Sharif Sheikh Ahmed, geçtiğimiz yılın Ocak ayında bu göreve seçilirken, 1991’de Siad Barre’nin devrilmesinin ardından ilk resmi hükümet kurulmuştur. Buna rağmen, söz konusu tarihten bu yana ülkede istikrarın sağlanamaması ve çatışmaların aralıklarla sürmesi, Somali’yi ciddi anlamda çıkmaza sürüklemektedir. Yine geçtiğimiz Pazar günü isyancılar tarafından parlamentoya gerçekleştirilen saldırılarda çok sayıda kişi yaşamını yitirmiştir. Ayrıca Somalili çok sayıda parlamento üyesi ve işadamı, güvenlik kaygısı dolayısıyla Kenya, Avrupa ve Amerika’da yaşamlarını sürdürmektedir.
Ülkede istikrarın sağlanmasına yönelik olarak ekonomik yardımların arttırılması, silah akışının engellenmesi, BM gibi uluslararası örgütlerin yanı sıra bölgeyi çok daha yakından tanıyan Afrika Birliği ile IGAD’ın çatışmalara daha etkin müdahalelerinin desteklenmesi, istikrarsızlığa neden olan dış müdahalelerin engellenmesi, ateşkeslerdeki yetersizliklerin ve eksikliklerin giderilerek kalıcı barışa yönelik adımların atılması ve ülkenin yönetimi konusunda nihai uzlaşının sağlanarak hoşgörü çerçevesinde bir barış ortamının oluşturulması, Somali açısından en önemli ihtiyaçlar olarak göze çarpmaktadır.
Türkiye’nin ise İran konusunda üstlendiği arabuluculuğun ardından Somali’de kalıcı barışın tesis edilmesine yönelik desteğini de olumlu bir girişim olarak değerlendirmek mümkündür.
TASAM Afrika Koordinatörü Ufuk TEPEBAŞ
1Afrika Birliği Somali Misyonu’nun 7.000’e yakın askeri personeli bulunmakta ve söz konusu personel, Geçici Federal Hükümetin kurumlarının güvenliğini sağlamanın yanı sıra şeriatçı militanlar tarafından gerçekleştirilen saldırıları önlemeye yönelik çalışmalar yapmaktadır.