“Afrika Ülkeleri- Türkiye Arasındaki Ekonomik İlişkiler” Konulu Çalıştay Gerçekleştirildi

Toplantıda sırasıyla T. C. Dışişleri Bakanlığı Afrika ve Doğu Asya İkili Siyasi İşler Genel Müdürü Büyükelçi Süha Umar, T. C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Afrika Ülkeleri ve Bölgesel Kuruluşlar Dairesi Başkanı Attila Gökhan Kızılarslan ve İTO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Çınar konuya ilişkin birer sunum gerçekleştirdiler.
Büyükelçi Süha Umar, konuşmasının ilk bölümünde Afrika’nın genel yapısına ve tarih boyunca yaşamış olduğu sıkıntıların günümüze yansımalarına değinirken, köle ticaretinin Afrika uluslarına büyük zarar verdiğini, iç savaşların ve kabile savaşları olgusunun altında da köle ticaretinin yatmakta olduğunu ifade etti. Bölge dışı güçlerin, Afrika uluslarının zayıflıklarından faydalanmalarının, kıtadaki kaynakların sömürülmesine neden olduğunun altını çizen Büyükelçi, bölge ülkelerinin kendi kaynaklarını kullanamamalarının yıllar boyunca önemli bir sorun teşkil ettiğini belirtti. Buna karşın, yakın geçmişte kıtada yaşanan olumlu gelişmelerin gözden kaçırılmaması gerektiğini, artan bilinçle birlikte kıta ülkelerinin Afrika Birliği Örgütü’nün etrafında birleştiklerini, demokrasi, ekonomik ve siyasi yönde başarılı adımlar atıldığını ifade eden Büyükelçi Umar, Türkiye’nin de 2005 yılında söz konusu örgüte gözlemci üye sıfatıyla katıldığını hatırlattı.
Afrika üzerinde artan uluslararası rekabetin kıta ülkeleri açısından avantajlı ve dezavantajlı olmak üzere iki tür sonuç doğuracağını belirten Büyükelçi Umar, Afrika ülkelerinin bu rekabet ortamından gerektiği şekilde istifade etmeleri durumunda olumlu kazanımlar elde edeceklerini, aksi takdirde yeni sıkıntıların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olacağını söyledi.
Büyükelçi Umar, Türkiye’nin Afrika’ya olan ilgisinin tarih boyunca olumlu yönde olduğunu, ilişkilerin karşılıklı çıkar, saygı ve işbirliği temeline dayalı ilişkiler olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Konuşmasının son bölümünde geçici adımlardan ziyade, Afrika’yla işbirliği içerisinde kalkınmaya ve sorunların çözümüne katkıda bulunmayı amaçladıklarına değinen Sayın Umar, TİKA’nın bu ilişkilerdeki rolünün önemli olduğunu belirtti.
Toplantıda ikinci sunumu gerçekleştiren DTM Afrika Ülkeleri ve Bölgesel Kuruluşlar Dairesi Başkanı Attila Gökhan Kızılarslan, dünyadaki iktisadi liderlik mücadelesinin savaş ve refah çevrelerini ortaya çıkardığını belirterek, iktisadi güç ve liderliğin, doğudan batıya doğru ilerleyen bir hareket olduğunu, bunun da tarihe bakıldığında açıkça görülebileceğini, Çin, Pers ve Osmanlı İmparatorlukları’nın sahip oldukları iktisadi güç ve liderliğin, Rönesans’tan itibaren Avrupa’da, 1. Dünya Savaşı sonrası ABD’de ve günümüzde ise Asya- Pasifik arasında olduğunu ifade etti.
Afrika kıtasındaki ekonomik taleplerin ötelenmesinin ve kıtanın çeşitli olanaklardan mahrum bırakılmasının altında beşeri sermaye eksikliğinin ve dış güçlerin etkisinin yattığının altını çizen Kızılarslan, kıtada son dönemde siyasi istikrar arayışlarının, ticaretin geliştirilmesine yönelik politikaların arttığını, uluslararası kuruluşların ve bölge dışı ülkelerin donör olma faaliyetlerininse kalkınma yardımları aracılığıyla kısa vadede etkin olduğunu ancak orta vadede bu durumun, Afrika ekonomisini tembelleştirme tehdidine neden olacağını ifade etti.

Kızılarslan, ülkenin azalan rekabetçi gücünün Afrika’da yeniden artmaya başladığını belirterek, kıtaya teknoloji transferinin amaçlarından biri olduğunu, bu konudaki tecrübelerin Afrika’ya aktarılmasının mümkün olduğunu söyledi. Aradaki yasal altyapının oluşturulmasının önemine de değinen Kızılarslan, Afrika ülkeleriyle Çifte Vergilendirmenin Önlenmesine ve Yatırımların Karşılıklı Teşvik Edilmesine yönelik anlaşmalar yaptıklarını TİKA’nın da dış teknik yardımlar konusunda önemli bir enstrüman olduğunu, Afrika ülkelerini DTÖ’ ye tam üyeliklerinin desteklenmesinin önem arz ettiğini, buna karşın Afrika’daki müşavirlik firmalarının da desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
2003 yılında kıtayla 5,5 milyar dolar olan ticaret hacminin 2006 yılında 11,9 milyar dolar olduğunu, 2007 sonunda bu rakamın 15,6 milyar dolar olmasını beklediklerini, 2013 yılında ise 30 milyar doların üzerine çıkılması hedefinin olduğunu belirten Kızılarslan, yakın zamana kadar bölgeye yatırımı sıfır olan Türkiye’nin 2006 yılı sonu itibariyle Sahra altı Afrika bölgesinde 500 milyon dolarlık bir yatırıma ulaştığını, bu rakamın 2013 yılında 7 veya 8 milyar dolar düzeyine ulaşmasının hedeflendiğini belirtti. Konuşmasının sonunda Dışişleri Bakanlığı, DTM ve TİKA arasında çok iyi bir koordinasyonun bulunduğunu ifade eden Sayın Kızılarslan, TUSKON’la birlikte gerçekleştirdikleri Dış Ticaret Köprüsü toplantılarının ithalata ve ihracata olumlu katkılar sağladığını belirterek sözlerini noktaladı.
Toplantıdaki üçüncü ve son sunumu gerçekleştiren İTO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Çınar, Afrika’daki yeni pazar ve iş imkânlarının önemine değinirken, Afrika ülkeleriyle artan dış ticaret trafiğinin son derece memnuniyet verici olduğunu kaydetti.
Dış ticarette Sahra altı Afrika’nın önemine atıfta bulunan Çınar, Senegal, Mali, Fildişi Sahili ve Gana örneklerinde bunun faydalı yansımalarının göründüğünü belirterek, bu ülkelerin gerek bulundukları konum gerekse ekonomik potansiyelleri bakımından ihmal edilmemeleri gerektiğini ifade etti. İnşaat alanının da bölge açısından önemli bir fırsat olduğunu, buralarda yatırım yapmak isteyen firmalara önemli teşvikler sağlandığını hatırlatan Çınar, söz konusu ülkelerde düzenlenen fuarların da ticari ilişkilerin gelişimi açısından büyük önem arz ettiğine atıfta bulundu.
Afrika’yla stratejik ortaklığın önemli olduğunu belirten Çınar, Türkiye’nin sömürgeci bir anlayışa sahip olmasının kendisine önemli bir ayrıcalık ve avantaj sağladığını kaydetti.
Sunumların ardından söz alan konuklar konuya ilişkin görüş ve önerilerini dile getirirlerken, toplantının son bölümünde 4–6 Aralık 2007 tarihlerinde TASAM Afrika Enstitüsü tarafından düzenlenecek 3. Türk- Afrika Kongresi’nin hazırlıklarında gelinen son nokta TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY tarafından değerlendirilirken, Afrika Diplomatik Grubu üyesi ülkelerin temsilcilikleri de karşılıklı işbirliğinin artması yönündeki temennilerini ifade ettiler.
2003 yılında kıtayla 5,5 milyar dolar olan ticaret hacminin 2006 yılında 11,9 milyar dolar olduğunu, 2007 sonunda bu rakamın 15,6 milyar dolar olmasını beklediklerini, 2013 yılında ise 30 milyar doların üzerine çıkılması hedefinin olduğunu belirten Kızılarslan, yakın zamana kadar bölgeye yatırımı sıfır olan Türkiye’nin 2006 yılı sonu itibariyle Sahra altı Afrika bölgesinde 500 milyon dolarlık bir yatırıma ulaştığını, bu rakamın 2013 yılında 7 veya 8 milyar dolar düzeyine ulaşmasının hedeflendiğini belirtti. Konuşmasının sonunda Dışişleri Bakanlığı, DTM ve TİKA arasında çok iyi bir koordinasyonun bulunduğunu ifade eden Sayın Kızılarslan, TUSKON’la birlikte gerçekleştirdikleri Dış Ticaret Köprüsü toplantılarının ithalata ve ihracata olumlu katkılar sağladığını belirterek sözlerini noktaladı.
Toplantıdaki üçüncü ve son sunumu gerçekleştiren İTO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Çınar, Afrika’daki yeni pazar ve iş imkânlarının önemine değinirken, Afrika ülkeleriyle artan dış ticaret trafiğinin son derece memnuniyet verici olduğunu kaydetti.
Dış ticarette Sahra altı Afrika’nın önemine atıfta bulunan Çınar, Senegal, Mali, Fildişi Sahili ve Gana örneklerinde bunun faydalı yansımalarının göründüğünü belirterek, bu ülkelerin gerek bulundukları konum gerekse ekonomik potansiyelleri bakımından ihmal edilmemeleri gerektiğini ifade etti. İnşaat alanının da bölge açısından önemli bir fırsat olduğunu, buralarda yatırım yapmak isteyen firmalara önemli teşvikler sağlandığını hatırlatan Çınar, söz konusu ülkelerde düzenlenen fuarların da ticari ilişkilerin gelişimi açısından büyük önem arz ettiğine atıfta bulundu.
Afrika’yla stratejik ortaklığın önemli olduğunu belirten Çınar, Türkiye’nin sömürgeci bir anlayışa sahip olmasının kendisine önemli bir ayrıcalık ve avantaj sağladığını kaydetti.
Sunumların ardından söz alan konuklar konuya ilişkin görüş ve önerilerini dile getirirlerken, toplantının son bölümünde 4–6 Aralık 2007 tarihlerinde TASAM Afrika Enstitüsü tarafından düzenlenecek 3. Türk- Afrika Kongresi’nin hazırlıklarında gelinen son nokta TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY tarafından değerlendirilirken, Afrika Diplomatik Grubu üyesi ülkelerin temsilcilikleri de karşılıklı işbirliğinin artması yönündeki temennilerini ifade ettiler.