Stratejik Rapor No: 4, Şubat 2005

SUNUŞ

Türkiye 2005 yılında uluslararası açılımlarına bir yenisini daha ekledi ve bu önemli girişimini “Afrika’ya açılım yılı” ilan etti. Yaklaşık bir asırdır bütün ilişkilerimizin en düşük seviyede devam ettirildiği bu kıta ülkeleri ile bundan böyle dostluk ve kardeşlik duyguları içinde geniş bir alanda karşılıklı olarak yakınlaşmanın ilk adımları atılacaktır. Şu ana kadar ekonomi, uluslararası ilişkiler ve sosyo-kültürel alanlardaki sınırlı faaliyetlerle canlı tutulmaya çalışılan gayretler herhangi bir Afrika ülkesiyle Türkiye arasında ikili olmaktan çıkıp Afrika’daki bütünleşme hareketlerinin desteği ve yardımıyla daha da büyücektir. İçine kapalı toplum ve devletlerin baskıcı idari yapılarının geçmişte kaldığı bir dünyada yaşamaya başlamamızın bunda büyük katkısı bulunmaktadır. Yeni ufuklara doğru yönelirken ciddi manada gayretlerimizi bu tarafa da yönlendirmemizin zamanı geldi.

Otuz milyon kilometre kareyi aşan yüzölçümü, bir milyara yaklaşan nüfusuyla Afrika kıtasının XXI. yüzyılda stratejik önemi daha da artacaktır. Şimdiden bunun için hazırlık yapan ülkeler gelecekte büyük imkanlar elde edebilmek için gerekli zemini hazırlamak durumundadırlar.

Avrupalı ve Amerikalı büyük şirketlerin yeni girişimlerini son yıllarda Uzak Doğu ve Hint Altkıtasına kaydırmasıyla dünyadaki pek çok alandaki yatırımlar giderek Asya’ya yönelmeye başladı. İçinde bulunduğumuz XXI. yüzyılın ilk çeyreğinde önemi artacak bir diğer kıta şüphesiz Afrika olacak ve bunun ilk sinyalleri içinde bulunduğumuz şu günlerde alınmaya başlandı. Bu kıtanın geçen asırlarda geri kalmasına sebep olan sıkıntılar artık epeyce geride kaldı. Kıtadaki bütün ülkeler uluslararası alanda meşruiyet kazanmak için belli kuralları ihlalden kaçınmak için gayret gösteriyorlar ve kendi başlarına buyruk olma dönemini kapatmak üzereler. Bir an evvel iç sıkıntılarına son verme endişesini taşıdıkları gibi yakın komşuluk ilişkilerini bir çok alana yayarak karşılıklı olarak birbirlerine bağımlılıklarını artırmaktadırlar.

Yeraltı ve yerüstü kaynakları kadar insan gücü bakımından dinamik bir yapıya sahip olmaya devam eden Afrika kıtası özellikle Türkiye gibi insanlarının farklı alanlardaki girişimci kabiliyetlerinin uygulanmasına müsait olup işbirliğine açık hale geldi. Böylesine uygun bir zamanda atılacak istikrarlı adımlar bu kıta ülkeleriyle sıkı münasebetlerin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Bundan böyle Afrika ülkeleri yakın gelecekte bilim, teknoloji, istihdam ve teknik konularda büyük bir dost ve kardeş ülkeye daha kavuşmuş oluyorlar.

Türkiye’nin 2005 Afrika’ya açılım yılının geçmişten geleceğe uzanacak en sağlam köprülerinden birisi olduğuna inanarak buna katkı sağlamanın hepimizin müşterek görevi olması dileğiyle.

Süleyman ŞENSOY
TASAM Başkanı

Raporun tamamını görmek için tıklayın >>

TASAM Africa Institute will fill a great gap in its field and light the way for Africa's future with its researches on social, economic, political and cultural issues. (Chairman of TASAM Süleyman ŞENSOY)