IV. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi, TASAM Afrika Enstitüsü tarafından 25- 27 Kasım 2008 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu yılki kongre, “Afrika’daki Bölgesel Örgütler/ Kalkınma ve İşbirliği” ana teması altında icra edilirken; kongreye, Afrika’nın kalkınma sürecinde önemli roller üstlenen bölgesel ekonomik toplulukların yanı sıra uzmanlık programlarının, Türk ve Afrikalı sivil toplum kuruluşlarının ve Türk resmi kuruluşlarının değerli temsilcileri konuşmacı olarak iştirak ettiler.
IV. ULUSLARARASI TÜRK-AFRİKA KONGRESİ RESİM GALERİSİ
![]() |
TASAM Başkanı Süleyman Şensoy Kongrenin açılış konuşmasını yapıyor. |
Kongre’de TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, TİKA Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Şahin, Afrika Birliği Komisyonu’nun Departman Direktörü Prof. Couaovi A. L. Johnson ve Fas Krallığı’nın Dışişleri Bakanlığı’ndan Devlet Bakanı Latifa Akharbach kısa birer açılış konuşması yaparlarken; kongrenin ilk gününün ilk oturumunda bölgesel ekonomik topluluklar, ikinci oturumunda yine bölgesel ekonomik topluluklar ve uzmanlık programlarının temsilcileri birer konuşma yaptılar. Programın ikinci gününde gerçekleştirilen üçüncü ve dördüncü oturumlarda ise sırasıyla Sivil toplum kuruluşları ve Türk resmi kurumlarının, bölgesel ekonomik kuruluşlar ve uzmanlık programları arasındaki işbirliği olanakları ele alındı. Kongre, Türk ve Afrikalı diplomatik misyon temsilcilerinin genel değerlendirmeleriyle sona erdi.
![]() |
Kongre’de Afrika’nın Milenyum Kalkınma Hedefleri’ne ulaşabilmesi için sürdürülebilir bir kalkınma hızı yakalaması, makro ekonomik istikrarı sağlaması, kıtada barış ve güvenliğin tesis edilmesi, demokrasi, insan hakları ve iyi yönetim konusunda gösterilen olumlu çabaların sağlam temeller üzerine oturtulması gerektiği kaydedildi. Bu açıdan bölgesel ekonomik teşkilatların, üye ülkeler arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine, geniş çaplı serbest ticari ve ekonomik bütünleşme yoluyla kalkınmanın önemli bir aşamasını oluşturduğuna vesile olduğu ve küresel ekonomiye de katkıda bulunduğu belirtildi.
Afrika kıtasında yer alan söz konusu teşkilatların, son dönemde kıtanın; savaşlar, krizler ve hastalıklar kıtası şeklindeki önceki olumsuz imajının tamamen ortadan kaldırılması konusunda da önemli adımlar attıkları, bu yönde kayda değer gelişmeler ve başarılar sağladıkları bildirildi. Afrika’daki yaşam koşullarının iyileşmesinde ekonomik koşullardaki iyileşme ve büyümenin kilit bir rol oynayacağı ve bu bakımdan karşılıklı ticaret hacmindeki artışın temel hedeflerden birisi olduğu vurgulandı.
![]() |
Türkiye’nin de bu doğrultuda Afrika Birliği başta olmak üzere, bölgesel kuruluşların kıtanın kalkınması, çatışmaların önlenmesi ve çözüme kavuşturulması hususlarındaki rollerinin bilincinde olduğu ve söz konusu gelişmeleri memnuniyetle karşıladığı ifade edildi.
|
Türkiye ile Afrika arasındaki ilişkilerin daha etkin olması ve buna bağlı olarak yeni işbirliği fırsatlarının yaratılması amacıyla resmi birimler, özel sektör temsilcileri, akademik ve sivil toplum kuruluşları arasında üst düzey ilişkilerin geliştirilmesi gerektiği, bu açıdan karşılıklı ilişkileri geliştirmeyi amaçlayan bu tür kongrelerin desteklenmesinin büyük önem taşıdığı kaydedildi.
![]() |
Kongre’nin kapanış oturumunda genel değerlendirmelerde bulunan Türk ve Afrikalı diplomatik misyon temsilcileri, her yıl farklı bir konseptle düzenlenen Türk- Afrika Kongreleri’nin Türk ve Afrikalı resmi kurumların temsilcilerinin, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle biraraya gelerek son dönemde oldukça istikrarlı bir gelişim gösteren Türkiye- Afrika ilişkileri hakkında kapsamlı görüş alışverişinde bulunmalarına imkan sağladığına, bunun yanı sıra Türk ve Afrika kamuoyunun da bu konuda bilinçlendirilmesi açısından büyük önem arz ettiği vurgulandı.
![]() |
Türkiye’nin 1998 yılında ortaya attığı Afrika’ya Açılım Planı’nın ardından söz konusu süreçte oldukça önemli değişimlerin ve gelişmelerin gözlemlendiği bildirilirken, Ocak 2008’de Addis Ababa’da düzenlenen Afrika Birliği Zirvesi’nde Türkiye’nin “stratejik ortak” olarak ilan edilmesinin ardından yakın dönemde gerçekleştirilen Türkiye- Afrika İşbirliği Zirvesi’nin bugün gelinen noktayı daha iyi özetlediği ve Türkiye ile Afrika ülkelerinin birbirlerini daha yakından tanımaya başladıkları, bunun da önümüzdeki sürece daha olumlu yansıyacağı ifade edildi.
![]() |
Gelişen ilişkilerde Afrika’da faaliyet gösteren bölgesel ekonomik teşkilatların öneminin göz ardı edilmesinin mümkün olamayacağı, Türkiye’nin de Afrika’yla olan stratejik ortaklığı çerçevesinde gelecek dönemde Afrika’daki bölgesel ekonomik topluluklar ile ilişkilerini geliştirmeyi tasarladığı ifade edildi.
![]() |
Kongre’nin son günü ise konuklarımıza İstanbul’un tarihi ve kültürel yerleri gezdirilerek ülkemizin en iyi şekilde tanıtımı yapıldı.
IV. ULUSLARARASI TÜRK-AFRİKA KONGRESİ RESİM GALERİSİ > LÜTFEN TIKLAYINIZ
Afrika’nın Bölgesel Kuruluşları Türkiye’de Bir Araya geliyor…
IV. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi, TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar merkezi) tarafından, 25-27 Kasım 2008 tarihleri arasında İstanbul, Cevahir Kongre Merkezinde gerçekleştiriliyor. Kongreye, Afrika’da bulunan 12 bölgesel örgüt - kurumun genel sekreterleri ve direktörleri katılacak.
TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, “Afrika kıtasında yer alan bölgesel örgütler son dönemde kıtanın; savaşlar, krizler, hastalıklar kıtası şeklindeki önceki olumsuz imajının silinmesinde önemli adımlar atmakta ve bu yönde kayda değer gelişmeler ve başarılar sağlamaktadırlar. Söz konusu kuruluşların sayısı, Afrika kıtasında da gün geçtikçe artmakta; Afrika’nın kalkınmasında ve küresel entegrasyonunda önemli roller üstlenmektedir. Çok boyutlu ve çok kutuplu olarak realize olan dünya sistemi içerisinde kıtanın ve kıtadaki bölgesel kuruluşların ağırlığı sürekli artmaktadır.” dedi.
Şensoy, kongrenin amacı olarak ise şunları söyledi: “Tarih boyunca Afrika’yla olan yakın ilişkilerimizi, günümüz dünyasının ihtiyaçlarına cevap verebilecek, karşılıklı kazanımlara dayalı, dostane ilişkiler çerçevesinde güçlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye, bu doğrultuda Afrika Birliği başta olmak üzere, diğer bölgesel kuruluşların kıtadaki çatışmaların önlenmesi ve çözüme kavuşturulması hususlarındaki rollerinin bilincinde olduğunu, Afrika Birliği bünyesinde Barış ve Güvenlik Konseyi ile Afrika Hazır Gücü’nün kurulmasını memnuniyetle karşıladığını, Türkiye- Afrika İşbirliği Zirvesi’nde kabul edilen İstanbul Deklarasyonu’nda da açıkça vurgulamıştır. Bu çerçevede, Afrika’da ortaya çıkan gelişmeleri yakından takip etme, elde ettiğimiz bilgileri analiz etme, müşterek bir gelecek için tutarlı ve uygulanabilir vizyon geliştirme, meydana gelebilecek aksaklıkları en kolay şekilde ortadan kaldırma ve karşılıklı menfaatleri temin edecek fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için IV. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi projesini çok boyutlu, istikrarlı, bir işbirliği platformunun tesisine katkı amacıyla gerçekleştiriyoruz.”
TASAM Ankara Temsilcisi Emekli Büyükelçi Doç. Dr. Ali Engin Oba ise kongrenin amaçlarını şu şekilde özetledi: “25-27 Kasım 2008 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştireceğimiz ‘Afrika’da Bölgesel Örgütler Kurumsallaşma ve İşbirliği’ konulu IV. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi’nin, geçtiğimiz yıl ‘Afrika Birliği’ana teması ile gerçekleştirilen III. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi’nde olduğu gibi Türk- Afrika medeniyetleri arasında hoşgörü, işbirliği ve iletişimin gelişmesine, küresel barışın ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmasını temenni ediyoruz.”
Kongrenin proje koordinatörlüğünü yürüten, TASAM Afrika Enstitüsü Direktör Yardımcısı Ufuk Tepebaş, “Son dönemde Afrika kıtası ile ilişkilerinde büyük bir atılım gerçekleştiren Türkiye, ekonomik ve siyasi işbirliği konularında reform paketlerini uygulamaya koyarken, sahip olduğu tecrübeyi, kıtadaki ülkelere aktarma konusunda önemli faaliyetler göstermektedir. Bu çerçevede, TASAM Afrika Enstitüsü’nün düzenlediği diğer kongreler ile birlikte bu kapsamda gerçekleştirilecek IV. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi’nde sahip olunan bilgi ve tecrübelerin paylaşımı ile ortak işbirliği alanlarının belirlenmesi, günümüze ve geleceğe yönelik yapıcı diyalogların geliştirilmesi mümkün olacaktır.” dedi.
Kıtalar Arası İşbirliği
Konrenin birinci günü “Bölgesel Ekonomik Kuruluşlar” konu başlığında toplam iki oturum gerçekleştirilecek. Forumun ikinci gününde de “Uzmanlık Programları” ve “Sivil Toplum Kuruluşları ile Afrika’daki Bölgesel Ekonomik Kuruluşlar ve Uzmanlık Programları Arasındaki İşbirliği İmkânları” konu başlıklarında iki oturum daha gerçekleşecek.
Kongre’de Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) Komisyon Başkanı Danışmanı, Bölgesel Entegrasyon ve NEPAD Sorumlusu Dr. Souleymane Zeba, Sahil Sahra Devletleri Topluluğu (CEN-SAD) Genel Sekreteri Mohamed AL- Madani Al- Azhari, Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı (COMESA) Teknik İşbirliği ve Kaynak Mobilizasyonu Koordinatörü Tidu Asfaw, Doğu Afrika Topluluğu (EAC) Genel Sekreter Vekili Beatrice Kiraso, Orta Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECCAS) Genel Sekreter Vekili Roger Tchoungui, Hükümetler arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) Direktörü Mohamed Said Omar, Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC) Temsilcisi Tomaz Augusto SOLOMAO, Güney Afrika Gümrük Birliği (SACU) Ticareti Kolaylaştırma ve Hasılat Yönetimi Direktörü Dumisani Mahlinza, Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Komisyonu (UNECA) NEPAD Direktörü ve Bölgesel Entegrasyon Bölümü Abdella Hamdok, Afrika’nın Kalkınması için Yeni Ortaklık (NEPAD) Dış İlişkiler ve Ortaklıklar Koordinatörü Bankole Adeoye, Afrika Kalkınma Bankası (AfDB) Afrika Kalkınma Bankası NEPAD Direktörü Africa Philibert, T. C. Dışişleri Bakanlığı Afrika Koordinatörü Büyükelçi Kenan Tepedelen, Türk Kızılayı Genel Müdürü Ömer Taşlı, T. C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Orta Asya ve Afrika Bölüm Şefi Emine Şendil, TASAM Afrika Enstitüsü ve TASAM Ankara Temsilcisi Büyükelçi (E.) Doç. Dr. Ali Engin Oba, Türkiye Çevre Vakfı Genel Sekreteri Engin Ural, Afrika Kalkınma İdaresi Eğitim ve Araştırma Merkezi (CAFRAD) Genel Direktörü Dr. Simon Mamosi Lelo, Güney Afrika Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (SAIIA) Kıdemli Araştırmacı Büyükelçi (E.) Thomas Wheeler, Tunuslu Anneler Derneği (ATM) Başkanı Saida Agrebi, Türk Eximbank Ülke Kredileri Dairesi Kıdemli Uzman Dr. Emin Akçaoğlu bildirilerini sunacaklar.
Kongrenin düzenlenme amacı; Afrika kıtasında yer alan bölgesel kuruluşların ve kurumların yakından tanınmasını ve söz konusu kuruluşların çalışmaları hakkında detaylı bilgilerin edinilmesini, bu doğrultuda kıtaya yatırım yapmayı düşünen Türk şirketlerinin de gerekli şartlar konusunda doğrudan Afrikalı uzmanlar tarafından bilgilendirilmelerini sağlamak ve Türkiye ve Afrika üniversiteleri, sivil toplum kuruluşları ile araştırma kurumları arasında işbirliği imkanlarının geliştirilmesine katkıda bulunmaktır.
Kongre, TASAM Afrika Enstitüsü tarafından gerçekleştiriliyor.
( 25 - 27 Kasım 2008, İstanbul )
IV. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi, özellikle yakın dönemde Afrika kıtasında sosyo- ekonomik kalkınma, barışın tesisi, güvenlik ve istikrarın sağlanmasında önemli roller üstlenen; bunun yanı sıra kültürel alanda ilişkilerin gelişimine katkı sağlayan bölgesel örgütlerin ve uzmanlık kuruluşlarının faaliyetlerinin araştırılmasını, yeni işbirliği alanlarının belirlenmesini ve son dönemde süratle gelişen Türkiye- Afrika ilişkilerinin, sivil toplumun bakış açısından bölgesel örgütler bağlamında ele alınmasını amaçlamaktadır.

25 - 27 Kasım 2008 / İSTANBUL
Yer
Cevahir Kongre Merkezi Şişli İSTANBUL
İrtibat - LCV
Aslı TOKAÇ + 90 212 635 61 51
Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın evsahipliğinde 18-21 Ağustos 2008 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecektir. Zirve’ye Afrika ülkelerinden çok sayıda Devlet ve Hükümet Başkanı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan Yardımcıları, Bakanlar, üst düzey yetkililer, bölgesel ve uluslararası örgütlerin temsilcileri katılacaklardır.
18 Ağustos Pazartesi günü düzenlenecek Yüksek Düzeyli Memurlar ve Dışişleri Bakanları Toplantılarının ardından, Zirve’nin ilk oturumu 19 Ağustos Salı günü gerçekleştirilecek; aynı gün sırasıyla Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Konuk Heyet Başkanları ve üyeleri onuruna resmi yemekler verilecektir.
BİLGİ NOTU: Türkiye, tarihi, manevi, dini ve kültürel bağlara sahip olduğu Afrika’yı dış politikamızın öncelikleri çerçevesinde daima yakından takip etmiş, Kıta’yla ilişkilerinin geliştirilmesi için çaba harcamıştır. Doksanlı yılların sonundan itibaren, ülkemizin Afrika’ya yönelik açılım politikasında ciddi bir dönüşüm yaşanmış, Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizin bir "çerçeve program" dahilinde yürütülmesi için somut çalışmalar yapılmıştır. Türkiye’nin Afrika’yla olan bağlarının tarihsel arka planı incelendiğinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun Afrika’nın çeşitli bölgeleriyle yoğun ilişkilere sahip olduğu, Afrika Kıtası’nın dönemin büyük güçleri tarafından sömürgeleştirilmesinin karşısında durduğu ve Türkiye’nin Afrikalılar tarafından her zaman yakın ve dost bir ülke olarak kabul edildiği dikkat çekmektedir. Aynı şekilde, ülkemizin Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde verdiği bağımsızlık mücadelesi, Afrika’nın ve Afrika uluslarının üzerinde izlenebilecek bir model olarak güçlü bir etkide bulunmuştur. Cumhuriyet döneminin başından itibaren de Türkiye Afrika ülkelerinin yanında yer almaya devam etmiş, bu çerçevede "Birleşmiş Milletler Namibya Konseyi"nin Başkan Yardımcılığını ve Başkan Vekilliğini yürütmüş, Apartheid rejimi boyunca Güney Afrika Cumhuriyeti’yle resmi temas kurmamış, Dışişleri Bakanlığımız ve üst düzey yetkililerimiz her vesileyle Apartheid karşıtı tutumumuzu Türk ve uluslararası kamuoyu ile paylaşmışlardır. Türkiye, Afrika’daki Müslüman toplumlarla sahip olduğu yakın ilişkilere koşut olarak, laik devlet yapısından ötürü Afrikalı Hıristiyanlar tarafından da ilgi ve sempatiyle izlenen bir ülke olmuştur. Türkiye’nin, güçlenen demokrasisi ve ekonomisi, artan ticari imkanları ile jeostratejik konumu çerçevesinde, yalnızca bölge komşuları ve ülkeleriyle değil, çok daha geniş ve kapsamlı bir coğrafyayla yakın ortaklık ve işbirliği ilişkileri geliştirmesi doğaldır. Türkiye’nin Afrika’ya yönelik açım politikası dönemsel siyasi ve ekonomik beklentilerimizin bir yansıması değildir. Tarihi temelleri bulunan kapsamlı bir sürecin ürünüdür. Sayın Cumhurbaşkanımızın, 22 Eylül 2006 tarihinde Birleşmiş Milletler 61. Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanı sıfatıyla yaptıkları konuşmalarında da vurguladıkları üzere, Türkiye, Afrika’nın kaderini kendisinin ve uluslararası toplumun ortak yazgısı olarak görmektedir. Kimsenin orta ve uzun vadede, Afrika Kıtasının karşı karşıya kaldığı, yoksulluk, salgın hastalıklar, doğal kaynakların daha etkin kullanımı, çatışma ve ihtilafların önlenmesi, barış ve demokrasi çabalarına destek verilmesi, sürdürülebilir ekonomik, insani ve toplumsal kalkınmanın sağlanması gibi sorunlara kayıtsız kalması mümkün değildir. 2. Afrika’ya açılım politikamız çerçevesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın bölge ülkeleriyle temasları son dönemde yoğunluk ve hız kazanmıştır. 2008 yılında, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer Hasan Ahmet El Beşir 21-23 Ocak; Senegal Cumhurbaşkanı Abdoulaye Wade 18-20 Şubat tarihlerinde Sayın Cumhurbaşkanımızın konuğu olarak ülkemize resmi ziyarette bulunmuşlardır. Sayın Cumhurbaşkanımız, 13-14 Mart tarihlerinde Senegal’in evsahipliğinde Dakar’da düzenlenen İslam Konferansı Örgütü 11. Olağan Zirvesi’ne katılmışlar, burada çok sayıda Afrika ülkesinin Devlet ve Hükümet Başkanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirmişlerdir. TUSKON tarafından 2008 Mayıs ayında İstanbul’da düzenlenen "Türkiye-Afrika Dış Ticaret Köprüsü" adlı etkinliğe iştirak eden Sayın Cumhurbaşkanımız, son olarak 16 Temmuz 2008 tarihinde Afrika Komisyonu Başkanı Jean Ping’i Ankara’da kabul etmişlerdir. 3. İstanbul’da düzenlenen Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesiyle Türkiye Afrika Kıtası’nın "stratejik ortakları" grubuna dahil olmuş bulunmaktadır. 2008 Ocak ayı sonunda Addis Ababa’da düzenlenen Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde "Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi"ne ilişkin bir karar da alınmıştır. Böylece Türkiye, Afrika Kıtası’nın "stratejik ortakları" grubuna dahil olmuş bulunmaktadır. Son dönemde Sahranın Güneyindeki Afrika ülkelerinde altı yeni ticaret müşavirliğimiz açılmış, 2000 yılından bu yana Fahri Konsolosluklarımızın sayısı ikiye katlanmış, bazı Afrika ülkeleriyle doğrudan karşılıklı uçuşlara başlanmıştır. Türkiye, önümüzdeki yakın dönemde Afrika ülkelerinde on beş yeni Büyükelçilik daha açılmasını hedeflemektedir. Böylece, Kuzey Afrika ülkelerinde beş, Sahranın Güneyindeki Afrika ülkelerinde halen yedi mukim Büyükelçiliği bulunan ülkemizin, Afrika Kıtasındaki diplomatik temsilinin, görünürlüğünün ve etkinliğinin daha da ileriye taşınması mümkün olacaktır. Türkiye, Afrika ülkeleriyle olan ilişkilerinin ve işbirliğinin uluslararası boyutuna da büyük önem ve öncelik vermektedir. Türkiye, uluslararası kuruluşlar bünyesinde Afrika ülkelerine yardımcı olmaya çalışmaktadır. Afrika ülkelerinin de ülkemizin bu iyiniyetli çabalarını samimi şekilde takdir ettikleri ve destekledikleri görülmektedir. 4. Türkiye Afrika ülkeleriyle olan ekonomik ve ticari ilişkileri ile işbirliğini ciddi düzeyde artırmayı hedeflemektedir. Dinamik ekonomisi, geniş iç pazarı, rekabet gücü yüksek sanayii ve yetişmiş insan gücü, Türkiye’yi yabancı yatırımcılar için çekici bir ülke haline getirdiği gibi, dış yatırım imkanlarımızın da artmasına zemin hazırlamıştır. Türkiye, Afrika Kıtasında henüz yeterince değerlendirilmemiş çok geniş işbirliği olanakları bulunduğuna inanmaktadır. Hemen hemen tüm Afrika ülkelerinin ihtiyaç duyduğu bilgi ve deneyim birikimi ile teknoloji Türkiye’de mevcuttur. Türkiye, bu birikim ve tecrübesini karşılıklı yarar temelinde Afrika’daki dostlarıyla paylaşmak istemektedir. Bu bakımdan, Afrika Kıtası Türk firmaları için ciddi bir ihracat pazarı konumundadır. Aynı şekilde, Afrika ülkeleri Türkiye’nin hammadde ithalatında önemli bir rol oynayabilecektir. Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında 2003 yılında 5,4 milyar ABD Doları düzeyinde kaydedilen ticaret hacmi, 2007 sonu itibariyle 13 milyar Dolara yaklaşmıştır. 2008 yılının ilk altı ayında, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine oranla %70 artış göstermiştir. 5. TİKA’nın Afrika ülkelerindeki artan proje ve faaliyetleri vasıtasıyla Türkiye Kıta’nın kalkınma ortakları arasına girmiştir. 2005 yılının "Afrika Yılı" olarak ilan edilmesinin ardından, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik hedefleri çerçevesinde Kıta’ya yönelik kalkınma yardımlarının önemli ölçüde arttırılması için çalışmalar başlatılmıştır. Bu çerçevede, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) Afrika Kıtasındaki ilk bölgesel ofisini 2005 yılında Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da açmıştır. TİKA, 2006 yılında Sudan’da (Hartum) ve son olarak Senegal’de (Dakar) birer temsilcilik açarak bölgesel incelemelerde bulunma ve projeler oluşturma sürecini hızlandırmıştır. TİKA ofislerinin bulunmadığı ülkelere ise, teknik heyetlerle gönderilerek, ihtiyaç duyulan projelerin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır. TİKA, Afrika’da özellikle sosyal altyapıların geliştirilmesi, kültürel işbirliği ve iletişimin güçlendirilmesi, üretim sektörlerinin ve ekonomik altyapıların iyileştirilmesi alanlarında proje ve çalışmalar yürütmekte, Kıta’ya acil ve insani yardımlarla destek olmaktadır. Artan deneyim ve birikimleriyle TİKA, Afrika ülkelerinde ihtiyaç duyulan alanlarda proje üretilmesinde ve bunlara kaynak yaratılmasında önemli rol oynayan bir kuruluştur.
Öte yandan, Zirve öncesinde TASAM (TÜRKASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ) tarafından Türkiye ve Afrika ülkelerinden sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla "Türkiye-Afrika STK Forumu" düzenlenmiş olup, Zirve sırasında da TOBB/DEİK ve TUSKON’un işbirliğinde Afrikalı iş çevrelerinin iştirakiyle Türkiye-Afrika İş Forumu gerçekleştirilecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız İş Forumu faaliyetleri çerçevesinde 20 Ağustos Çarşamba günü Türk ve Afrikalı iş çevreleriyle bir çalışma kahvaltısında biraraya geleceklerdir.
Afrika ülkeleriyle her alanda daha ileri düzeyde ortaklık ve işbirliği tesis ettiğimiz bir dönemde gerçekleştirilen ve tarihi öneme sahip Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi’nin, Afrika’ya açılım politikamızın önemli bir basamağını ve Kıta’yla ilişkilerimizde yeni bir başlangıç noktası oluşturacağına inanılmaktadır.
1. Türkiye-Afrika ilişkileri zengin ve kapsamlı bir tarihsel arka plana dayanmaktadır.
Türkiye’nin amacı, 2010 yılına kadar Afrika ülkeleriyle olan ticaret hacmini 30 milyar Dolar seviyesine yükseltmektedir.