5. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi 19-21 Kasım 2009 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleşecek. Kongre'ye çok sayıda devlet adamı, düşünce ve sivil toplum kuruluşu yöneticisi, akademisyen, yazar, sanatçı, iş adamı, uzman ve diplomatik temsilci katılacak.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM tarafından İstanbul'da, Cevahir Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek "5. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi"nin başlığı "Türkiye-Afrika İlişkilerinin Gelişiminde Sivil Toplum ve Düşünce Kuruluşlarının Rolü" olarak belirlenmiş.

TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY yaptığı açıklamada; "Türkiye çok taraflı dış politika anlayışı çerçevesinde Batılı partnerleriyle yakın ilişkilerini sürdürürken, AB'ye üyelik sürecinde önemli gelişmeler kaydetmekte, diğer taraftan yeni dönemin zorunlu parametresi olan çok boyutluluk kavramı içerisinde çeşitli bölgelerde siyasi ve ekonomik açılımlar gerçekleştirmektedir" dedi.


Read more...

5. ULUSLARARASI TÜRK - AFRİKA KONGRESİ
"Türkiye-Afrika İlişkilerinin Gelişiminde Sivil Toplum ve Düşünce Kuruluşlarının Rolü"
( 19-21 Kasım 2009, İstanbul )

5. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi’nde Türkiye ve Afrika kıtasındaki önde gelen sivil toplum ve düşünce kuruluşlarının temsilcileri bir araya gelecek, Türk ve Afrika halkları arasında sivil etkinliklerin artırılmasına yönelik konular ele alınacaktır. Bilindiği üzere geçtiğimiz yılın Ağustos ayında icra edilen “Türkiye - Afrika Zirvesi” kapsamında TASAM Afrika Enstitüsü’nün gerçekleştirmiş olduğu “Türk - Afrika STK Forumu”nun ardından ortak bir deklarasyonla “Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Kalkınma ve İş Birliği Platformu” (USTKİP) kurulmuştur. Böylece çeşitli alanlarda faaliyet gösteren STK’ların bilgi ve deneyimlerini USTKİP çatısı altında birleştirerek iletişim ve iş birliğini geliştirmeleri süreci başlatılmıştır. USTKİP ile oluşturulan geniş perspektifli iş birliği platformu çerçevesinde çeşitli konularda görüş alışverişinin sağlandığı bir zemin oluşturulacak, kongre kapsamında zirve ve forum sonrası USTKİP’in ilk komisyon toplantıları gerçekleştirilecektir.  

5th INTERNATIONAL TURKISH - AFRICAN CONGRESS
"The Role of Civil Society and Think Tank Organizations in Development of Turkish - African Relations"
( 19 - 21 November 2009, Istanbul )

It will be discussed interested in development of civil activities participation of premier Turkish and African Civil Society and Think Tank Organizations in the 5th  International Turkish - African Congress. Sharing of ideas and contributing to the development of Turkish – African relations under the framework of USTKİP, a wide cooperation platform, in which representatives of Civil Society and Think Tank Organizations of Turkey and Africa will gather together and discuss subjects about increasing civil activities between Turkish and African communities. Thereby, it is started communication and cooperation process through USTKİP among CSOs which show activity in several fields. It will be created a base for providing exchange of views within the framework of USTKİP’s, and USTKİP’s first commission meetings will be held after the Summit and Forum.

 


Tarih / Date
19 - 21 Kasım 2009 / İSTANBUL
19 - 21 November  2009 / ISTANBUL


Yer /
Place
Cevahir Kongre Merkezi Şişli İSTANBUL
Cevahir Congress Center Sisli ISTANBUL


İrtibat - LCV / Contact
Çağla KURNAZ + 90 212 635 61 51


İZLEYİCİ FORMU / AUDIENCE FORM
TIKLAYINIZ. / Click to join.


KONGRE BASIN BÜLTENİ (TR)
TIKLAYINIZ. / Click to read.
Congress Press Bulletin (ENG)

 

BASIN BÜLTENİ (TR)
EXIBITION EXLIBRIS AFRICAN COUNTREES 2009 / EXLİBRİS AFRİKA ÜLKELERİ 2009 SERGİSİ
Press Bulletin (ENG)

KONGRE PROGRAMI
TIKLAYINIZ. / Click to read.
Congress Programme


KONGRE DAVETİYESİ
TIKLAYINIZ. / Click on the read.
Congress Invitation


KONGRE AFİŞİ
TIKLAYINIZ. / Click to read.
Congress Poster



KONGRE HABERİ
TIKLAYINIZ. / Click to read.
Congress News

KONGRE SONUÇ BİLDİRGESİ
TIKLAYINIZ. / Click to read.

TASAM AFRİKA ENSTİTÜSÜ
ÇALIŞMALARI VE YAYINLARI
TIKLAYINIZ. / Click to read.
Activities and Publications


TASAM FAALİYET RAPORU
TIKLAYINIZ. / Click to read.
Activity Report


TÜRKİYE - AFRİKA STK FORUMU İSTANBUL DEKLERASYONU
TIKLAYINIZ. / Click to read.
Turkish - African CSOs Forum İstanbul Declaration


IV. ULUSLARARASI TÜRK AFRİKA KONGRESİ
25 - 27 Kasım 2008 / İstanbul  "Afrika’da Bölgesel Örgütler / Kurumsallaşma ve İş Birliği"

Kongre kitabını incelemek için TIKLAYINIZ.

III. ULUSLARARASI TÜRK AFRİKA KONGRESİ
4-6 Aralık 2007 / İstanbul  "Türkiye - Afrika Birliği"

Kongre kitabını incelemek için TIKLAYINIZ.

 

II. ULUSLARARASI TÜRK AFRİKA KONGRESİ
12-13 Aralık 2006 / İstanbul  "Sahraaltı Afrika"

Kongre kitabını incelemek için TIKLAYINIZ.

I. ULUSLARARASI TÜRK AFRİKA KONGRESİ
23-24 Kasım 2005 / İstanbul  "Yükselen Afrika ve Türkiye"

Kongre kitabını incelemek için TIKLAYINIZ.

“Türk- Afrika İlişkilerinin gelişiminde Sivil Toplum ve Düşünce Kuruluşlarının Rolü” ana teması ile bu yılın Kasım ayında gerçekleştirilecek olan V. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi’nin hazırlık toplantısı niteliğindeki 9. Türk- Afrika Çalıştayı, geniş bir katılımcı kitlesi ile 30 Eylül Çarşamba TASAM’ın Ankara Ofisi’nde icra edildi.

Çalıştay’ın açılışında TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, yakın dönemde Türkiye ile Afrika ilişkilerinin çeşitli kuruluşlar arasındaki işbirliğinin neticesinde daha da somutlaştığını ve kamu diplomasisinin güçlendiğini ifade etti.

TUSKON, TOBB ve DEİK gibi kuruluşların ticari ilişkilerimizde önemli aşamalar kaydettiğini anımsatan Şensoy, 2008 yılındaki İşbirliği Zirvesi’nin Türk- Afrika İlişkileri açısından dönüm noktası olduğunu ve bu kapsamda gerçekleştirdikleri Türk- Afrika STK Forumu sonunda İstanbul Deklarasyonu’nun kabulü ile bir web portalının yayına geçtiğini, bu yılki kongrede ise çeşitli alanlarda komisyonların oluşturulacağını belirtti.

Çalıştay’ın başında T.C. Dışişleri Bakanlığı Afrika ve Doğu Asya Genel Müdürü Büyükelçi Hasan Servet Öktem, toplantıya verilen önem dolayısıyla son derece memnun olduklarını ve bu anlamda TASAM’a destek sağlamaktan büyük memnuniyet duyacaklarını dile getirdi.

V. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi’nin hemen öncesinde bu türden kapsamlı bir buluşmanın son derece anlamlı ve zamanlama açısından hayli uygun olduğunu belirten Büyükelçi Öktem, geçtiğimiz yıl İstanbul’un tarihi nitelikte toplantılara evsahipliği yaptığını, bu kapsamda 18- 21 Ağustos tarihlerinde Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi Konferansı’nın yanı sıra DEİK’in iş dünyasını bir araya getirdiğini, TASAM Afrika Enstitüsü’nün de STK Forumu’nu icra etmek suretiyle sivil toplum alanında ihtiyaç duyulan bir projeye imza attığını ve her üç toplantıda kabul edilen işbirliği alanlarının geniş ölçüde örtüştüğünü belirtti.

Bu vesileyle stratejik ortaklığın temellerinin atıldığını ve şimdi eylem zamanı olduğunu ifade eden Büyükelçi Öktem, alınan kararların planlanan zamanlarda hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Afrika ile son dönemdeki gelişen ilişkileri, Türk Dış Politikası’na önemli ölçüde katkıda bulunan bir gelişme olarak tanımlayan Büyükelçi Öktem, V. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi’nin de somut ilerlemeler sağlayacağı konusundaki inancının tam olduğunu ifade etti.

Mısır Arap Cumhuriyeti Büyükelçisi Alaaddin El Hadidi, Türkiye’nin Afrika’da yeni açtığı Büyükelçiliklerin, ilişkilerin gelişmesine önemli katkı sağlayağını ve toplantıda Kenya Delegasyonu’nun da bulunmasının yerinde olduğunu belirtti.

Türk- Afrika ilişkileri açısından artık “eylem vakti” olduğunu ifade eden Büyükelçi El Hadidi, buna destek amacıyla Kasım’da İstanbul’da olacaklarını teyit etti. Konuşmasında nasıl birlikte hareket edilmesi gerektiğine yönelik stratejiler belirlemek gerektiğinin önemine değinen Büyükelçi El Hadidi, V. Uluslararası Türk- Afrika Kongresi’nin proje dosyasında çok ilginç ve önemli başlıklara rastladığını, Afrika’ya ilişkin çalışma ve faaliyetlerin yalnızca İstanbul ve Ankara ile sınırlı olmaması gerektiğini, yine bu kapsamda medyaya önemli sorumluluklar düştüğünü ifade etti.

TASAM Ankara Temsilcisi Emekli Büyükelçi Doç. Dr. Ali Engin Oba, Afrika’nın Türkiye için öneminin bugün daha iyi algılandığını, fikir alış verişi ve işbirliğine öncülük etmek açısından STK’ların 21. yüzyılda önemli bir misyon üstlendiklerini belirtti.

Konuşmasında Afrika Birliği’ne de değinen E. Büyükelçi Oba, söz konusu örgütün, kıtada istikrarın sağlanması açısından son derece önemli bir aktör olduğunu, Afrika’daki darbelerin ve etnik çatışmaların azalma eğiliminde olmamasının bu anlamda memnuniyet verici bir gelişme olduğunu kaydederek, Türk- Afrika ilişkilerinin STK’ların da bu sürece aktif katılımları sonucu daha etkin bir hale geleceğine yönelik inancını yineledi.

Türk- Afrika ilişkilerinin gelişimi konusunda aktif ve öncülüğü ile bilinen Büyükelçi Numan Hazar, oturumda söz alarak ilişkilerin karşılıklı teşvikinin önemine dikkat çekerken, kültürel ilişkiler alanında yakınlaşmanın öneminin göz ardı edilemeyecek kadar önemli olduğunu ifade etti.

Sudan Büyükelçisi Omer Haidar Abu Zaid de Türk- Afrika İlişkilerinin gelişiminde medyaya önemli sorumluluklar düştüğünü kaydetti.

Nijerya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Zubairu M. Yelwa ise konuşmasında sivil toplum ve düşünce kuruluşlarının katkıları sonucunda Türk- Afrika ilişkilerinin daha da güçleneceğini, geçtiğimiz yılki zirvenin ve zirve kapsamında gerçekleştirilen forumların taraflar arasında önemli bir bağ olduğunu, yatırımların da teşviki sonucunda karşılıklı çıkarlara dayalı ilişkilerin gelişeceğini vurguladı. Teknoloji transferi konusunda Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duyduklarını da ifade eden Büyükelçi Yelwa, vize rejimi konusunda önemli gelişmelerin yaşandığını ve bunun ticari ilişkiler de önemli katkı sağlayacağı konusunda inançlı olduğunu belirtti.

Diğer çalıştaylar için lütfen TIKLAYINIZ.

G- 8 ülkelerinin Zirve toplantısı, İtalya’nın dönem başkanlığında 8- 10 Temmuz 2009 tarihleri arasında L’Aquila kentinde gerçekleştirilirken; zirvenin ana gündem maddesini global mali kriz konusu oluşturdu. L’Aquila Zirvesi’nde yoksul ülkelerde ve Afrika’da kalkınma için “kurtarma paketleri” de gündeme gelirken; gıda güvenliği, tarım ve sağlık konuları, zirvenin gündeminde yer alan diğer başlıklar oldu.
 


Aslında 2001 yılındaki Cenova Zirvesi’ni G8 ülkelerinin Afrika ile ilişkilerinde tarihi bir dönemeç olarak nitelendirmek mümkündür. Söz konusu zirveden bu yana Afrika’nın sürekli olarak gündemde yer aldığı görülmektedir.1

    Afrika’nın Milenyum Kalkınma Hedeflerine ulaşabilmesi konusunda ortaklığın geliştirilmesi amaçlanırken, bu kapsamda G8’lerin Afrika’ya gerekli finansal desteği sağlayacakları kaydedilmektedir.

    Bilindiği gibi birçok Afrika ülkesi, günümüzde birbirleriyle doğrudan bağlantısı bulunan söz konusu alanlarda ciddi boyutlara varan sorunlar yaşamakta ve dış desteklere ihtiyaç duymaktadır.

    Afrika’nın GSMH’sinde %15’lik bir paya sahip olan tarım sektörü, özellikle Doğu Afrika’da %30’un üzerindeki payı ile temel geçim kaynaklarının başında gelmektedir. 2 Buna karşın, küresel ısınma, tarım sektörünün öncelikli sorunları arasında yer almakta ve son Afrika Birliği Zirvesi’nin de ana gündem maddesi olan ekonomik büyüme ve gıda güvenliği için tarım alanında ciddi yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Tarımsal üretimdeki verimin son derece düşük olmasına bağlı olarak gıda krizleri ortaya çıkmakta ve hükümetler, kıt kaynaklarını bu özel önlem paketlerine harcamak zorunda kalmaktadırlar.

Gıda güvenliği konusu, barış ve istikrar açısından da kritik bir önem teşkil etmektedir. Günümüzde gıda güvenliğinin bulunmadığı bölgeler, aynı zamanda çatışmaların hüküm sürdüğü bölgelerdir. Yaygınlaşan şiddet olaylarının neden olduğu göçler, gıda kıtlığı riskini arttırmakta ve ölümcül kıtlıklar ortaya çıkmaktadır. Kırsal kesimdeki çatışmalar, toplu göçleri teşvik etmekte; işsizlik, yaygın suç oranı ve çevresel krizlerle birlikte salgın hastalık riski artış göstermektedir.

    Zira kıtadaki sağlık sorunları, işgücünü sekteye uğratırken, mali gelirleri düşürmekte ve toplumda sosyal bunalımlara neden olabilmektedir. Buna karşın, Afrika’da gıda güvenliğine ilişkin geliştirilen erken uyarı sistemlerinin, kıtlıkların önlenmesinde ve sağlık sorunlarının azaltılmasında önemli görevler üstlendikleri görülmektedir ki, bu tür sistemlerin kıtanın gerekli tüm bölgelerine yayılması gerekmekte ve bu kapsamda dış desteklere duyulan gereksinim de artmaktadır.

Sağlık; iyi yönetim ve eğitimle birlikte sosyal ve ekonomik kalkınmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Sağlık sorunlarının ve bunlara bağlı ölüm vakalarının, makro- ekonomik boyuttaki olumsuz sonuçları gayet açıktır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) yapmış olduğu bir çalışma, %30 oranında HIV virüsünün yaygınlığıyla büyüme oranındaki tahmini kaybın %2,5 olduğunu, GSMH’lerde ise kişi başına düşen gelirdeki kayıp oranın ise %1,6 olduğunu ortaya koymaktadır.3  Nihayetinde bu oran, her ne kadar yüksek gibi görünmese de büyüme oranı zaten sınırlı olan Afrika ülkeleri açısından son derece ağırdır. Ayrıca HIV/ AIDS, sıtma ve verem gibi hastalıkların yaygın olduğu bölgelerde ortalama yaşam süresi de düşmektedir. HIV/ AIDS, sıtma ve veremin yaygınlaşması sonucu 1990’da 50 olan ortalama yaşam süresi 46’ya kadar düşmüştür.4  Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre bu rakam günümüzde 47’dir. Aynı dönemde dünya genelindeki rakamlar ise 75,4 ve 76,7 olarak belirlenmiştir.5
Afrika kıtasında; HIV/ AIDS ve diğer bulaşıcı hastalıkların yayılması için uygun bir ortam bulunduğunu ifade etmek mümkündür. Eko-sistemin bozulması, su ve çevre kirliliği, çatışmalar, temel hakların ihlalleri, yoksulluk, işsizlik ve sosyal şiddet, sağlık koşullarını olumsuz yönde etkilemektedir.
    Sağlık, her şeyden önce insanlar için temel bir haktır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 25. maddesinin 1. fıkrasında herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut, tıbbi bakım ve gerekli sosyal hizmetlerden yararlanma hakkı bulunduğu belirtilmektedir.6

Milenyum Kalkınma Hedefleri’ne bakıldığında sekiz genel hedefin de doğrudan ya da dolaylı olarak sağlıkla yakın ilişkisi bulunmakta ve kıtadaki sağlık sorunlarının giderilerek günümüzdeki koşulların geliştirilmesi, Afrika ülkelerinin kalkınmaları açısından büyük bir zorunluluk arz etmektedir.
G8 ülkelerinin ise Afrika ile ekonomik ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik çeşitli stratejiler benimsedikleri görülmektedir. Nihayetinde G8 ülkeleri ile Afrika arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve kıtanın sosyo- ekonomik kalkınmasının hızlandırılması amaçlarına yönelik “G8 Afrika” adı verilen bir diyalog süreci de bulunmaktadır. Başında da ifade edildiği gibi geçmiş zirvelerde de Afrika’nın sürekli olarak gündemde yer alması, ilişkilerin “stratejik ortaklık” çerçevesinde tanımlanması, kıtanın Batı dünyasında artık daha farklı algılanmaya başladığının açık bir göstergesidir. Bu durum, Afrika’nın zaman zaman dış borçlarının silinmesinin yanı sıra bölgeye yapılan yatırım ve yardımlarda kendisini göstermektedir.
Ancak göz ardı edilmemesi gereken bir husus da başta Çin H. C. ve Hindistan olmak üzere Batı dünyası dışındaki yükselen güçlerin son dönemde kıta üzerindeki büyük atılımlarının bir yerde G8’lerin Afrika politikalarını yeniden gözden geçirmek zorunda bırakmasıdır.
G8’lerin Afrika’daki etkinliklerini korumaya, diğer güçlerin ise bölgedeki etkinliklerini arttırmaya yönelik politikaları, söz konusu güçlerin kendi kontrollerinde yakın bir ittifak sistemi oluşturulmasını gerektirmektedir. Buna karşın, Afrika Birliği başta olmak üzere Bölgesel Ekonomik Topluluklar’ın ve uzmanlık kuruluşlarının uyguladıkları aktif ve yapıcı politikaların yanı sıra dış dünyaya tarafsız yaklaşımları ve karşılıklı kazanımlara dayalı stratejik işbirliğinin geliştirilmesi yönündeki isteklerinin günümüz itibariyle oldukça başarılı olduğunu ifade etmek mümkündür.
G8’ler, Afrika’daki şartların iyileştirilmesi hususunda Afrika Birliği ile ortak çalışmalarını genişletmektedirler. Ancak yapılan yardımların hedefler doğrultusunda yeterli olmadığı görülürken, bu yardımların etkinliğine yönelik Paris Deklarasyonu ve eylem için Akra Gündemi aracılığıyla da yatırımların gerçekleştirilmesi yönünde planlar yapılmaktadır.
    Sonuç olarak, sürdürülebilir işbirliği sonucunda G8- Afrika ortaklığının güçlendirilmesi, Afrika’nın dış ilişkileri açısından önem taşımakla birlikte, kıta ülkelerinin söz konusu hedeflere ulaşılabilmeleri açısından da gereklilik arz etmektedir.
 
                                                                                TASAM Afrika Ens. Direktör Y. Ufuk TEPEBAŞ 

1.2001 yılındaki Cenova Zirvesi’ne ilk kez dönemin Cezayir, Mısır, Nijerya, Senegal ve Güney Afrika Devlet ve Hükümet Başkanları davet edilirken, sonraki zirvelerde de Afrika’daki çeşitli liderlerin yer aldıkları görülmektedir. L’Aquila Zirvesi’nde ise G. Afrika, Mısır, Cezayir, Angola, Etiyopya, Libya, Nijerya, Senegal ve Afrika Birliği Komisyonu yer aldı.
2.Economic Commission for Africa and African Union, Economic Report on Africa 2007, Accelerating Africa’s Development through Diversification, 2007, Economic Commission for Africa, s.47
3.Zahra Nuru, “Sahra altı Afrika’da Sağlık Sorunları, Kalkınma Yardımlarının Rolü, Zorluklar ve Fırsatlar” Ufuk Tepebaş (Ed.), Sahra altı Afrika içinde, (409- 421), TASAM Yayınları, 2007,  s.411
4.Department of Economic and Social Affairs, Development challenges in sub-Saharan Africa and post-conflict countries, United Nations Publications, 2005, s.2
5.www.census.gov/compendia/statab/tables/08s0098.pdf
6.https://www.un.org/Overview/rights.html#a25
 
                                                                         

TASAM Africa Institute will fill a great gap in its field and light the way for Africa's future with its researches on social, economic, political and cultural issues. (Chairman of TASAM Süleyman ŞENSOY)