Nijerya
Nijerya Hükümeti, önümüzdeki yıl yapılacak olan seçimlerin, Nijer Deltası Özgürleştirme Hareketi(MEND) tarafından sabote edilme olasılığının olduğunu belirtti.(Associated Press)
Güney Afrika’da terör şüphelisi olarak tutuklu bulunan Nijer Deltası Özgürleştirme Hareketi(MEND) Lideri Henry Okah basına yaptığı açıklamada; gelecek yıl yapılacak seçimlerden sonra, ülkesinin petrol bakımından zengin bölgesi olan Nijer Deltası’nda büyük huzursuzlukların çıkabileceğini belirtti. Ekim ayında, Nijerya’nın başkenti Abuja’da düzenlenen bombalı saldırıların faili olarak suçlanana ve bir süredir Güney Afrika’da tutuklu bulunan Okah; kendisine yöneltilen suçlamaları reddetmiş, hiç bir militan gruba üye olmadığını ancak adalet için savaşan herkesin yanında olduğunu belirtmiştir. Okah’ın açıklamalarının ardından, Nijerya Hükümet Yetkilileri; “ Okah bizim için terör eylemleri düzenleyen bir suçludur. Bu nedenle gelecek yıl yapılacak olan seçimlerde ve seçim öncesi çalışmalarda, Okah’ın mensup olduğu örgüt tarafından gerçekleştirilebilecek eylemlere karşı tedbirli olmamız gerekiyor.” ifadelerini kullanmışlardır. MEND’in seçmenlerin oy kullanmalarını engellemesi ve seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapılmasını önlemesi bekleniyor.
Sudan
Güney Sudanlılar bağımsızlık için sokaklarda!!! (Agence France Presse- AFP)
Sudan’ın Güney bölgesinde, yaklaşan referandum nedeniyle heyecan ve coşku gün geçtikçe artıyor. Güney Sudanlı gençler, yaklaşan referandumun kendileri için dönüm noktası olduğunu ve bu nedenle referandum gerçekleşene kadar bölgede eğlence ve gösterilerin devam edeceğini açıkladılar. Bölgede gösteri yapan yaklaşık 2000 Güney Sudanlı’nın sözcüsü olarak basına açıklamalarda bulunan Henry Lomer açıklamalarında şu cümlelere yer verdi ; “ Bu referandum bizim tarihimizin dönüm noktasıdır. Referandum sonucunda biz Güney Sudanlılar artık daha özgürce yaşayacağız. Hartum hükümetine ‘Bye-Bye’ demek için sabırsızlıkla bekliyoruz. Uluslararası medyadan yapılan açıklamalara göre; bölgedeki gösterilere hem Müslüman hem de Hıristiyan din adamları katılmışlardır.
Fildişi Sahili
Afrika Birliği, Fildişi Sahili’nde gerçekleşen başkanlık seçimlerinin tartışmalı olması ve Birleşmiş Milletler gözlemcilerinin seçim sonuçlarına itiraz etmesi sonucu, ülkenin, Afrika Birliği faaliyetlerine katılımının askıya alınmasına karar verdi. (AFP)
Geçtiğimiz günlerde Fildişi Sahili’nde yapılan seçimlerde usulsüzlük yapılması ve seçim sonuçlarında başkanlığı Lourent Gbagho’nun yeniden kazandığının açıklanması üzerine, hem ülkenin muhalif lideri Alassane Ouattara’den (Solda) hem de uluslararası toplumdan itiraz sesleri yükselmiştir. Başkan Gbagho’nun seçimlerde yasa dışı yollara başvurduğunu açıklayan Birleşmiş Milletler’in bu açıklamalarından sonra, Afrika Birliği Fildişi Sahili’nin birlik bünyesindeki aktivitelerden geçici süreyle men edildiğini açıkladı. BM ve Afrika Birliği’nden gelen bu tepkilere ek olarak, ABD Başkanı Barack Obama da, Gbagho’ya gönderdiği mektupta; seçimlerde yapılan usulsüzlükleri kaygıyla karşıladığını, BM’nin açıklamalarına göre seçimleri kazanan Ouattara’ya görevin devredilmesinin, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıdığını ifade etmiştir.
Svaziland
Svaziland’de yasaklı muhalif Partilerden PUDEMO sözcüsü, 2011 yılında ülkede demokratik devrim yapmayı planladıklarını açıkladı.(Afrol News)
Svaziland’ın önde gelen muhalif gruplarından olan PUDEMO’dan yapılan açıklamalarda; ülkenin 37 yıldır yeni bir yönetimin başa geçmesine ihtiyaç duyduğu belirtilmiştir. Son beş yıldır ülkede fakirlik ve AIDS nedeniyle yaşanan kargaşa ile ülkenin Güney Afrika Cumhuriyeti içerisinde kalarak dışa açılmakta yaşadığı zorluklar nedeniyle, muhalifler ve Kral arasında anlaşmazlıklar doruk noktasına ulaşmıştır. Bu nedenle PUDEMO yetkilileri 2011 yılında yapacak oldukları parti kongresinin ardından, krallıkla yönetilen ülkede demokratik bir devrim yapmak için gereken çalışmalara başlayacaklarını açıkladılar.
Ruanda
Ruanda Devlet Başkanı Paul Gagame’den, 1994 katliamları nedeniyle ülkelerini terk eden yurttaşlarına, ‘Evlerinize dönün’ çağrısı. (Agence France Presse- AFP)
Raunda Devlet başkanı Paul Gagame, 1994 yılında yaşanan çatışmalar ve katliamlar nedeniyle ülke dışına kaçan vatandaşlarına, ülkenin geçmişe nazaran daha istikrarlı olması ve ekonomik açıdan gelişme göstermesi nedeniyle ‘Evinize dönün’ çağrısında bulundu. La Libre Belgique gazetesine yaptığı açıklamalarda Başkan; “ Eğer bu vatandaşlarımız evlerine geri dönerlerse, geldiklerinde eskiye kıyasla çok daha istikrarlı ve ekonomik açıdan iyileşmiş bir Ruanda ile karşılaşacaklardır. 1994 yılında yaklaşık 800.000 insanın yaşamını yitirmesi ile sonuçlanan olaylardan sonra, Ruanda çok fazla homojen bir topluma sahip olmasa da, biz bütün Ruanda vatandaşlarına huzurlu bir ortamda yaşama sözü veriyoruz. Bütün vatandaşlarımızı ülkelerine bekliyoruz.” İfadelerini kullanmıştır.
Mısır’ın muhalif liderlerinden Mohamed El Baradei, eğer ülkede siyasi reformlar yapılmazsa, gelecek sene yapılacak olan başkanlık seçimlerini boykot edeceklerini açıkladı. (AFP)
Mısır’da muhalefetin önemli isimlerinden olan Mohamed El Baradei, eğer ülkede siyasi reformlar yapılmazsa, barışçıl bir çerçevede, siyasi itaatsizlik haklarını kullanacaklarını açıkladı. Baradei’nin açıklamalarına göre; ülkenin muhalif kesiminin istediği siyasi reformların başında, siyasi yapıda ve seçim sisteminde değişikliklerin yapılması geliyor. Baradei eğer istenilen reformlar yapılmazsa, kendisinin destekçisi olan kesimi, 2011 yılında yapılacak olan Başkanlık seçimlerini boykot etmeye davet etti. Baradei’nin bu açıklamalarına karşılık, Mısır hükümeti; Baradei’nin açıklamalarını ciddiye almadıklarını belirtti.
Sudan
Uluslararası Suç Mahkemesi, 2007 yılında Darfur’da yaşanan olaylar sonucu, 12 Afrika Birliği Barış Koruma Gücü askerinin öldürülmesi olayına karışması nedeniyle, 2 Sudan vatandaşının yargılanmasını istedi. (Associated Press)
Uluslararası Suç Mahkemesi’nin şüpheli olarak değerlendirdiği; Abdallah Banda Abakaer Nourain ve Saleh Mohammed Jerbo Jemus yaptıkları açıklamalarda kendilerine yöneltilen suçlamaları reddetmiş ve isimlerinin temizlenmesi için her türlü hukuki yola başvuracaklarını belirtmişlerdir. Mahkeme yetkilileri, 2007 yılında meydana gelen olaylarda, sayıları 1000’e ulaşan asinin, Afrika Birliği Barış Koruma askerlerine makineli tüfeklerle ateş açtığını ve yaşanan çatışmalar sonucu 12 AFB askerinin öldürüldüğünü belirtmiştir. Öldürülen askerlere ek olarak, saldırganların kamptan 17 AFB’ye ait araç kaçırdıkları ve kamptaki askerlere ait pek çok mühimmat ve paraya el koydukları vurgulanmıştır.
Somali
Avrupa Birliği yetkilileri, Somali’de yasadışı faaliyetlerde bulunan korsanların engellenmesi için sadece güç kullanmanın etkili olmayacağını belirttiler. (BBC News)
Avrupa Birliği bünyesinde Korsanlarla mücadele amacıyla kurulan Deniz Kuvvetlerinden yapılan açıklamalara göre; “Somalili korsanların engellenmesi için ne kadar caydırıcı faktöre sahip olunduğu tartışmalı bir konudur. Ancak bu korsanlara karşı sadece güç kullanmak, onların engellenmesi açısından yetersizdir.” Somalili korsanlar konusunda, AB bünyesinde hakim olan görüşün, bu kişilere para akışının engellenmesi ve liderlerinin ele geçirilmesi olarak belirtilmiştir. AB Korsanlarla Mücadele Gücü yetkilisi Thomas Ernst yaptığı açıklamada; “ 2009 yılında 120 korsanlık girişimi birliklerimizin müdahalesi sonucunda durdurulmuştur. Ancak korsanların, yasadışı faaliyetlerde kendilerini geliştirdikleri ve daha geniş alanlara etki edebilir hale geldikleri görülmektedir. Bu nedenle Somali kıyılarında ve Aden Körfezinde bu korsanların oluşturduğu tehdit devam etmektedir.
Gine (conakry)
Afrika Birliği, Gine’nin geçici Devlet Başkanı olan Sekouba Konate’ye, birlik çerçevesinde yapılan operasyonel faaliyetlerde üst düzey yetki verdi. (Agence France Presse- AFP)
Afrika Birliği bünyesinde bulunan görev gücünün belirli bir emir-komuta sisteminde düzenlenmemesi, bu birliklerin işlevlerini tam olarak yerlerine getirmelerini güçleştirmektedir. Bu çerçevede Afrika Birliği, Gine’nin geçici lideri Sekouba Konate’ye, bu görev güçlerinin komutasında üst düzey yetki verdiğini açıkladı. Yapılan açıklamaya göre; Konate’nin bu birliklerdeki görevi; “Afrika Birliği görev güçlerinin yüksek temsilcisi” olarak belirtildi. Afrika Birliği’nden gelen açıklamalara göre; “Birliğin bünyesindeki bu görev güçleri, Afrika’da barış ve güvenlik sağlama çabalarının temel taşı olarak algılanmaktadır. Konate’nin bu göreve getirilmesinin altında yatan en önemli etken, ülkesinde gerçekleştirdiği başarılar ve Konate’nin yurtsever kişiliğidir.”
Sudan
Güney Sudanlı yetkililer, ülkenin Kuzeyinden gelen askerleri, 9 Ocak 2011’de yapılacak olan Referandum öncesinde karışıklık çıkartmak için yeni saldırılar düzenlemekle suçladı. (Reuters)
Güney Sudanlı yetkililer, geçtiğimiz pazartesi ve Salı günlerinde, ülkenin Kuzeyinde konuşlanan silahlı grupların, ocak ayında yapılacak olan referandum öncesinde yeni çatışmalar çıkarmak amaçlı girişimlerde bulunduğunu iddia etti. Ülkenin Güneyine hâkim olan Sudan Halkı Özgürleşme Hareketi’nden (SPLM) yapılan açıklamalara göre; ülkenin Kuzey bölgelerine egemen olan Ulusal Kongre Partisi(NCP), ülkenin Güney bölgelerine karşı saldırılarına devam etmektedir. SPLM genel sekreteri Pegan Amum; bu saldırıların amacını, yapılacak olan referandum öncesi ülkeyi tekrardan savaşa sürüklemek olarak nitelendirirken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni, bu saldırıları incelemek için göreve davet etmiştir.
Fas
Batı Sahra, Birleşmiş Milletlerden, Fas’ın uygulamakta olduğu ‘Etnik Temizlik’ politikalarını durdurmasını istedi. (AFP)
Batı Sahra Ulusal Özgürlük Hareketi lideri Mohamed Abdelaziz, Fas’ın uygulamakta olduğu etnik temizlik politikalarının sadece Birleşmiş Milletler tarafından engellenebileceğini ifade etmiştir. Abdelaziz bu açıklamalarına ek olarak, Fas’ın bu uygulamalarını uluslararası kamuoyuna duyurabilmek için pek çok uluslararası medya kuruluşunu, yapılan katliamları yerinde araştırmaları için davet etmiştir. Fas hükümetinden gelen açıklamalar ise; Laayoune’de Kasım ayında çıkan çatışmalar sonucunda 13 kişinin öldürüldüğü ancak bu kişilerin Batı Sahra güvenlik güçlerine ait personellerden oluştuğu yönündedir. Uluslararası basında; Batı Sahra’nın Birleşmiş Milletler tarafından tanınmamasının, Fas’ın bölgedeki hukuk dışı uygulamalarını tetiklediği yönünde açıklamalar gelmektedir.
Fildişi Sahili
Birleşmiş Milletler yetkilileri, Fildişi Sahili’nde yapılan Başkanlık seçimlerinin tek galibi olduğunu ve bunun da görevdeki isim olan Lourent Gbagho olmadığını açıklamıştır. (Associated Press)
BM’den yapılan açıklamalara göre; Fildişi Sahili’nde yapılan seçimlerde usulsüzlük yapılmış ve seçim sonuçlarında mevcut başkan Gbagho’nun görevine devam etmesi sağlanmıştır. BM’den bu açıklamalar gelirken, Batı Afrika Bloğu’na ait 15 ülke, Fildişi Sahili’nin bu gruba üyeliğini askıya aldıklarını açıklamış ve Başkan Gbagho’yu, muhalif lider Alassane Ouattara’ya karşı, propagandasını engelleyici güç kullanmaması konusunda uyarmışlardır. Seçim sonrasında BM tarafından bölgede görevlendirilmiş 500’e yakın personel tahliye edilmiş ve BM seçim sonuçlarını muhalif lider Ouattara’nın kazandığı ilan edilmiştir. BM’nin bu açıklamalarına karşılık, Gbagho başkanlık sarayında düzenlediği seremoni ile uluslararası kamuoyunun açıklamalarının aksine başkanlığını yeniden ilan etmiştir. Bu durum ülkede çatışmaların yeniden başlaması endişesini gündeme getirmiştir.
Nijerya
Nijer Deltası Özgürleştirme Gücü’ne Mensup Militanların, Nijerya’nın Petrol Boru Hatlarına Saldırdıkları İddia Edildi. (07.12.2010- Agence France Presse- AFP)
5 aralık Pazar günü, Nijerya ulusal petrol şirketine ait petrol boru hatlarına yapılan saldırıların arkasında Nijer Deltası Özgürleştirme Gücü’ne (NDLF) mensup militanların olduğu iddia edildi. Bu iddialara karşılık, NDLF’den bir doğrulama gelmemesine rağmen, Nijerya basını bu eylemin arkasında Jhon Togo önderliğindeki NDLF’nin bulunduğunu öne sürdü. Nijerya ordusunun bu saldırılara karşı operasyon başlattığı ve bu operasyonlarda çok sayıda insanın hayatını kaybettiği kayda geçirilirken, Nijerya’lı askeri yetkililerden ve Nijerya Ulusal Petrol Şirketinden, bu saldırılara yönelik bir açıklama gelmedi.
Ruanda
Uluslararası Suç Mahkemesi, Ruanda Ordusunun Eski Bir Üsteğmen’ine, 1994 Yılında Yaşanan Katliamlar Gerekçesiyle Müebbet Hapis Cezasını Uygun Gördü. (07.12.2010-AFP)
1994 yılında Ruanda’da Hutu ve Tutsi’ler arasında yaşanan kanlı çatışmalarda yaklaşık olarak 800.000 insanın öldüğü kayda geçmiştir. O dönemde Ruanda ordusunda görevli bir üsteğmen olan Ildephonse Hategekiman’ın, Uluslararası Suç Mahkemesi tarafından, Soykırım ve Tecavüz iddialarından suçlu bulunarak, müebbet hapse mahkum edildiği açıklanmıştır. 1994 yılında Butare bölgesindeki Ngoma Kampı’nda komutan olarak görev yapan Ildephonse Hategekiman, Uluslararası Mahkeme tarafından, adam kaçırma ve Tutsilere karşı katliam işleme iddalarından suçlu bulunmuştur.
Hategekiman’ın avukatı Jean de Dieu Momo, Uluslararası Suç Mahkemesi’nin bu kararında karşılık gereken tüm girişimlerde bulunulacağını belirtmiştir.
Somali
Somali’nin Mogadisu Bölgesinde Hükümet Görevlilileri ile Hükümet Karşıtı İslamcı Gruplar Arasında Çıkan Çatışmalarda 18 Somalilinin Öldürüldüğü Bildirildi. (07.12.2010-Associated Press-AP)
Somali Hükümeti’nden yapılan açıklamaya göre; geçtiğimiz hafta sonu, Mogadisu bölgesinde, hükümet yanlısı güçler ile hükümet karşıtı islamcı örgüt mensupları arasında çıkan çatışmada 18 kişi hayatını kaybetmiştir. Yapılan açıklamalara göre; 18 kişinin hayatını kaybettiği bu olaylarda 66 kişide yaralanmıştır. Magadisu sakinlerinden alınan bilgilere göre, yaşanan çatışmalarda, havan topu ve roket benzeri ağır askeri mühimmatlar da kullanılmıştır. 1991 yılında hükümetin devrilmesinden sonra yaşanan istikrarsız ortam ve karşılıklı güven sorunları, bu çatışmalarla zirve noktasına ulaşmıştır.
Mısır’da gerçekleşen seçimlerde Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in partisi parlementodaki sayısal çoğunluğun sahibi oldu. (07.12.2010-AFP)
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek önderliğindeki Ulusal Demokrat Parti(NDP), yapılan seçimler sonucunda Parlementodaki 508 sandalyenin 419’una sahip oldu. Ulusal seçim komisyonu’nun yapmış olduğu açıklamaya göre; Parlemento’da, Mübarek’in partisi 419 sandalyeye, Muhalefet partisi 15 sandalyeye ve bağımsız adaylar 70 sandalyeye sahibi olurlarken 4 sandalye için yapılan seçim iptal edilmiştir. Çeşitli ülkelerden ve uluslararası örgütlerden seçimleri gözetlemek için ülkeye gelen uzmanlar, seçimlerde pek çok usülsüzlüğün ve yanlış uygulamanın olduğunu belirtmişlerdir. Açıklanan resmi sonuçlara göre; meclisin yüzde 80’lik kısmı tamamen Mübarek’in partisine ait olurken, meclisteki en güçlü muhalif grup Müslüman Kardeşler Topluluğu oldu.